Rusya’da doğal kaynakların denetiminden sorumlu federal servisi Rosprirodnadzor, ülkede en çok çevre kirliliğine neden olan şehirleri sıraladı.
Rosprirodnadzor Başkanı Svetlana Radionova, ülkede çevre kirliliğinde üst sıralarda yer alan şehirler derecelendirmesinde Norilsk, Cherepovets, Novokuznetsk, Lipetsk şehirlerinin lider olduğunu belirtirken, Sverdlovsk Bölgesi’ndeki kentsel yerleşim birimi Reftinsky, Kemerovo Bölgesi’ndeki Mezhdurechensk Magnitogorsk, Vorkuta, Ufa ve İrkustsk Bölgesi’nde yer alan Angarsk’ın çevreyi kirleten şehirler arasında lider olduklarını açıkladı.
Çevre kirliliğine neden olan şehirlerde kirli yakıt kullanan en büyük metalurji, petrokimya ve termik enerji işletmelerinin bulunduğunun altını çizen Radionova, işletmelerin emisyon seviyesinin ayrı ayrı test edildiğini ancak aynı alanda yer almaları nedeniyle büyük ölçekli çevre kirliliği meydana geldiğini vurguladı.
“Çevre açısından en kirli bölgelerde Rusal, Nornickel, SUEK-Kuzbass, Mechel ve Evraz gibi metalrji şirletleriyle birlikte Sibanthracite, Gazprom Neft, Lukoil, Rosneft gibi petrol şirketleri bulunuyor” diyen Rosprinadzor Başkanı, bu tesislerin bulunduğu bölgelerin büyük oranda sera gazı yayarak çevre kirliliğine nedn olduğunu ifade etti.
Yakın zamanda paylaşılan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) raporları, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin, dünyanın en büyük hidrokarbon kaynak üreticilerinden Rusya’nın ekonomisini de etkileyeceğini göstermişti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Sürdürülebilir Kalkınma Özel Temsilcisi Anatoliy Çubays, 26 Eylül’de yaptığı açıklamada, söz konusu değişim beklentileri ve Rusya ekonomisine olası olumsuz etkilerine dair değerlendirmelerde bulunmuştu.
Küresel ekonomilerin karbon kaynakların kullanımını azaltma eğiliminde olduğuna işaret eden Çubays, “Bunun Rusya’nın ihracatı üzerinde devasa etkileri olacak. Tahminlerime göre, bu dönüşüm Rusya’nın gayri safi yurt içi hasılasında yüzde 10 kayba neden olabilir. Bu ciddiden de öte bir durum.” ifadelerini kullanmıştı.
Rusya’nın eski maliye bakanlarından Sayıştay Başkanı Aleksey Kudrin de Rusya’nın bütçe gelirlerinde ana kaynak olarak petrol ve doğal gaz ihracatından uzaklaşabilmek için 10-15 yılının kaldığına dikkati çekmişti.
Avrupa ile birlikte hızla sera gazı emisyonlarını azaltmaya çalışan Rusya’da 2035 yılına kadar düşük karbonlu enerji kaynaklarının payının toplam kaynakların yüzde 90’ına, karbonsuz enerji kaynaklarının enerji dengesindeki payının ise yüzde 45’e yükselmesi hedefleniyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun enerji konulu üst düzey diyalog toplantısında konuşan enerjiden sorumlu Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, devletin desteğiyle yenilenebilir enerji kaynaklarının Rusya enerji dengesindeki payının arttığına vurgu yaparak, “Ülkenin ulaşılması zor bölgelerine temiz enerji kaynakları ile enerji sağlanmasına yönelik çözümler geliştirilmekte. 2035 yılına kadar enerji dengesinde karbonsuz enerji kaynaklarının payını yüzde 45’e, düşük karbonlu enerji kaynaklarının payını ise yüzde 90’a çıkarmayı bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Daha önce Rusya Federasyonu hükümeti tarafından onaylanan ve Ulusal Ekoloji Projesi olarak nitelendirilen “Temiz Hava Projesi” kapsamında, Rusya’da çevre kirliliği açısından en riskli bölge ve şehirlerinde toplam sera gazı emisyon hacmini en az yüzde 20 azaltmak da dahil olmak üzere, büyük sanayi merkezlerindeki hava kirliliği seviyelerinin de düşürülmesi planlanıyor.
2024 yılına kadar faaliyette olacak olan çevre projesi, Bratsk, Krasnoyarsk, Lipetsk, Magnitogorsk, Mednogorsk, Nizhny Tagil, Novokuznetsk, Norilsk, Omsk, Çelyabinsk, Çerepovets ve Çita gibi ülkenin 12 sanayi merkezini içeriyor.
