Kremlin Basın Sözcüsü Dmitry Peskov, düzenlediği günlük basın toplantısında yaptığı açıklamada, Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelerin ne zaman sona ereceğine dair bir tahmin yapmanın zor olduğunu söyledi.
Yakın zamanda Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin danışmanı Aleksey Arestovich’in Rusya bir ila iki hafta içinde anlaşma imzalamaya yakın oldukları açıklamaları hakkında konuşan Peskov, Rusya ve Ukrayna heyetlerinin zor geçen müzakerelerde halen çalıştığını belirterek, Moskova’nın bir barış anlaşmasının zamanıyla ilgili tahminlerde acele etmediğini vurguladı.
Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelerin gidişatını ve konuları kamuoyu önünde tartışmanın erken olduğunu söyleyen Peskov, “Olası bir barış anlaşmasının zamanıyla ilgili tahminler onların (Ukrayna heyeti) fikri. Biz tahminlerimizde acele etmek istemeyiz. Video konferans formatındaki müzakerelerin sonucunu beklemeyi tercih ediyoruz. Şu an için kamuoyu önünde müzakerenin gidişatını tartışmak için erken. Bütün bunlar müzakerelerin konusu. Sonucu bekleyeceğiz” diye konuştu.
Güvenlik garantilerine ilişkin müzakereyi eski haliyle sürdüremeyiz
Gazetecilerin Batı ile güvenlik garantilerine ilişkin müzakerelerin sürüp sürmeyeceği konusundaki sorularını yanıtlayan Kremlin Sözcüsü, Rusya için güvenlik garantileri konusundaki müzakereleri önceki haliyle sürdürmenin artık pek mümkün olmadığını vurgularken, durumun kökten değiştiğini söyledi.
“Rusya, tabii ki güvenlik garantilerine ilişkin müzakereleri sürdürmekten yana olduğunu dile getirdi. Ancak görüşmelerdeki koşulların eskisi gibi kalması mümkün değil. Çünkü durum kökten değişti. Yeni nüanslar ve koşulların ortaya çıktığı kesin ve tüm bunların dikkate alınması gerekecek” ifadelerini kullandı.
ABD ve AB tarafından açıklanan son yaptırımlar hakkında da konuşan Peskov, “İyilik kötülüksüz, kötülük iyiliksiz var olamaz” diyerek bu yaptırımları da Rusya’nın kendi çıkarları için kullanmaya çalışacağını aktardı.
Peskov, Batı yaptırımları nedeniyle Rusya ekonomisinin zorluklar yaşadığını belirtirken, ancak bunun aynı zamanda gelişme, yenilenme, daha fazla bağımsızlığa kavuşma ve yeni endüstriler kurma için Rusya’nın eline geçen bir fırsat olduğunun da altını çizdi.
