Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev, Polonya’nın ABD’nin sadık bir vasalı olarak Avrupa’da ABD’nin ana kalesi olduğunu gösterdiğini ve bölgede yüzyıllardır başarısızlıklarının intikamını almaya çalıştığını söyledi.
Rus resmi haber ajansı RIA Novosti’ye açıklamalarda bulunan Medvedev, “Polonya sadece Amerika Birleşik Devletleri’nin sadık bir vasalı değil aynı zamanda sadakatini her şekilde gösteren Avrupa’daki ana ABD kalesi olduğunu gösteriyor. Polonya aslında başarısızlıkların intikamını almaya çalışarak bir zamanlar dünyada çok ciddi bir oyuncu olduklarını hatırlatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.
Medvedev, Polonya’nın Rusya’ya karşı eylemleriyle ABD’ye sadık olduğunu göstermeye çalıştığını, bunu yaparken de mali, ekonomik ve siyasi kazançlar elde etmeye çalıştığını söyledi.
Polonya’nın faaliyetleri siyasi ahmaklık
Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı, Polonya’nın on yıllardır Amerikan yanlısı ve Rus düşmanı bir politika izlediğini de vurgularken, böyle bir politikanın aslında siyasi ahmaklıktan başka bir şey olmadığını belirterek, “Özellikle Polonya Cumhurbaşkanı’nın ölümüyle bağlantılı üzücü olaylardan sonra Rusya olarak Polonya ile ilişkilerimizi iyileştirmeye çalıştık. Çünkü aşılmaz engellerin olamayacağına inanıyorduk. Ama daha önce muhalefet olan partinin sonra iktidara gelmesiyle gidişat değişti ve hayvani-Rus düşmanlığı özellikleri kazanıldı. Buna böyle bir siyasi ahmaklıktan başka bir şey diyemem çünkü arkasında başka bir şey yok” diye konuştu.
Modern Rusya’nın 30 yıllık dünya tarihi boyunca, Batı tarafından tüm ölümcül günahların kaynağı olarak gösterildiğini de söyleyen Medvedev, Sovyetler Birliği’nin ideolojik mirasçıları olarak görülen Ruslara karşı Batı’nın faaliyetlerinin SSCB’nin yıkılmasından sonra da devam ettiğini aktardı.
Askeri operasyon sonrası ülkeden ayrılan Ruslar
Medvedev, askeri operasyonun ilan edilmesinden sonra Rusya’dan acele bir şekilde ayrılan ve aralarında iş insanı, sanatçı ve entelektüellerin de bulunduğu Rus vatandaşlarına da değinirken, “Her insan kendi kaderini kendisi belirler. Bir karar verdiler ve bu onların hakkı. Bazıları geçici, bazıları kalıcı olarak gitti. Burada önemli olan kendi ülkesine karşı olan hainleri diğerlerinden ayırabilmektir” dedi.