İtalya gibi Avrupa ülkeleri, enerjide Rusya’ya bağımlılıklarını azaltmak için Cezayir’e yönelmeye başlarken, bu ülkenin Avrupa baskı yapsa dahi fazla miktarda gaz pompalama imkanına sahip olmadığı ifade ediliyor.
Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü operasyona tepki gösteren Avrupa ülkelerinden İtalya’nın, Cezayir’in kapısını çalması, bu ülkeye gaz konusunda bir fırsat alanı oluşturdu. Ancak Rusya ile Cezayir’in doğalgaz üretim kapasitesi arasında büyük bir fark var.
Resmi verilere göre, Rusya yılda 638 milyar metreküp, Cezayir ise 130 milyar metreküpün biraz üzerinde doğal gaz üretimi yapıyor.
Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyonun ardından ABD, Rus gazı ve petrol ithalatını durduracağını açıkladı. İngiltere de yıl sonunda Rusya’dan enerji alımını durdurmayı planlıyor.
İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin 11 Nisan’da gerçekleştirdiği ve doğal gaz anlaşması yaptığı Cezayir ziyaretinin ardından İspanya Başbakanı Pedro Sanchez de Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde enerji konusunda iş birliğini ele aldı.
Avrupa enerjiyle ilgili yanlış bir bakış açısına sahipti
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Cezayirli ekonomi uzmanı Mustafa Mukaydeş, Ukrayna’daki gerilim ve yaşanan gelişmelerin, Avrupa’nın enerjiyle ilgili birçok konuda yanlış bir bakış açısına sahip olduğunu gösterdiğini belirtti.
“Avrupalılar, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve Rusya’ya aşırı bağımlı olmamayı konuşuyordu. Ancak sahadaki durum tam tersi yöndeydi.” diyen Mukaydeş, Cezayir’le yapılan uzun süreli gaz anlaşmasını iptal etmek istemeleri ve en fazla 10 yılla sınırlandırmalarının, Avrupa’nın hatalarından olduğunu ifade etti.
Mukaydeş, “Avrupa başlangıçta uzun süreli anlaşmalardan kurtulmak ve serbest gaz piyasasına yönelmek istiyordu.” dedi.
Novak: Uzun vadeli gaz sözleşmeleri Avrupa için tek kurtuluş yolu
Bu yılın başında konuşan enerjiden sorumlu Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Rusya’nın Avrupa’ya gaz arzını artırmaya hazır olduğunu belirtirken, bunun tek koşulunun Avrupa’nın Gazprom ile uzun vadeli sözleşme yapması olacağını söylemişti.
Daha önce uzun vadeli gaz anlaşmalarıyla düşük doğalgaz alan Avrupa ülkelerinin doğalgaz alımlarında serbest gaz piyasasına yönelmesinin fiyatları yükselttiğine işaret eden Novak, “Rusya’da bulunan doğalgaz kaynakları, Avrupalı tüketicilerin talebini tamamen karşılamayı mümkün kılıyor. Ama tabii ki bu hızlı bir süreç değil çünkü AB’de uygulanan politika gaz talebini düşürmeye yönelik. Gazprom’un uzun vadeli sözleşmelere ihtiyacı var. Çünkü üretimi artırmak için uzun vadede geri ödemesi gereken büyük yatırımlar gerekiyor. Avrupa içinse uzun vadeli doğalgaz sözleşmeleri fiyatlarda istikrar sağlayarak avantaj sağlıyor ”diye konuşmuştu.
Uzun vadeli sözleşmelerin her zaman taraflar için daha karlı olduğunu söyleyen Başbakan Yardımcısı, doğalgaz arzının Avrupa’daki talebi tam olarak karşılamasıyla yüksek gaz fiyatları döneminin sona ereceğine inanıyor.
Avrupa’da gaz tedariki konusunda endişeler var
Cezayirli analist, Ukrayna savaşının Rus enerjisinin arzını durduramasa bile Avrupa’da petrol ve gaz tedariki konusunda ciddi endişeleri de beraberinde getirdiğini söyledi.
“Körfez’de, Nijerya’da veya farklı bölgelerde ne kadar alternatif kaynaklara başvurmaya çalışsalar da orta vadede Avrupa için bir çözüm görünmüyor.” ifadelerini kullanan Mukaydeş, en azından bunu göz önünde bulundurarak, Cezayir’in Almanya ve Avusturya gibi diğer Avrupa ülkelerine gaz tedarikini artırması ihtimalinin bulunmadığını savundu.
Mukaydeş, Cezayir’in İtalya, İspanya, Türkiye, Portekiz ve Fransa gibi Avrupalı ortaklarla sözleşmeleri bulunduğuna ve yapılan sözleşmelerde mutabık kalınan miktarları her zaman yerine getirdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Avrupa’nın taleplerine ve baskılarına rağmen Cezayir’in mevcut olandan daha fazla gaz pompalaması mümkün değil. Cezayir bu gibi süreçlerde gaz alanlarını tüketmeyecek ve kapasitesinin üzerinde gaz pompalamayacaktır.”
Mukaydeş, “Şahsen Rusya’dan Avrupa’ya gaz tedarikinin duracağını uzak bir ihtimal olarak görüyorum. Çünkü bu durum tarafların çıkarına hizmet etmez.” değerlendirmesinde bulundu.
Nijerya-Cezayir-Avrupa doğal gaz boru hattı
Ukrayna krizinin, öncelikle Avrupa’nın tüketimini karşılamaya yönelik olduğu göz önüne alındığında Nijerya-Cezayir-Avrupa doğal gaz boru hattı projesini öne alabileceğini söyleyen Mukaydeş, şunları söyledi:
“Proje Avrupa’ya yönelik olmasına rağmen hiçbir Avrupa ülkesinin bu projeye desteğini beyan ettiğini görmedik. Hatta İskoçya’nın Glasgow kentinde düzenlenen ve Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Zirvesi sırasında birçok ülke Batılı şirketlerin diğer ülkelerdeki fosil enerji yatırımlarını dondurmaları için çalıştı.”
Cezayirli analist Mukaydeş, Ukrayna savaşı ve dünyadaki gaz kriziyle eş zamanlı olarak Cezayir ile Nijerya’nın, Afrika’nın ormanlarından Avrupa’ya geçmesi beklenen projeye yeniden ilgi göstermeye başladığını sözlerine ekledi.
Avrupa’ya yeşil enerji politikalarında popülizm suçlaması
Rusya merkezli Enerji Kalkındırma Fonu Genel Direktörü Andrey Listovskiy da Avrupa’daki enerji krizinin, çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle tetiklendiğini belirtti.
Avrupa’nın yeşil enerji dönüşümünü aşırı hızlı bir şekilde gerçekleştirmeye çalıştığını belirten Listovskiy, “Bu yaz rüzgar ve güneş enerjisi az üretildiğinde, eksiklerini doğal gazla ikame etmeye çalıştılar. Soğuk kış sezonunun ardından boşalan depolarını doldurmaya vakitleri kalmadı.” dedi.
Asya’daki LNG fiyatlarının da artmasıyla, Avrupa’nın yeteri kadar doğal gaza erişiminin kalmadığını vurgulayan Listovskiy, “Rusya’yı suçluyorlar çünkü Avrupa Komisyonu’nda, Avrupa’daki objektif etkenleri göz önünde bulundurmadan yeşil nesil stratejisi hazırlayan beceriksiz insanlar var. Yeşil enerji sloganlarıyla siyasi seçimleri elbette kazandılar, ancak şimdi tüm Avrupa’nın, düzenleyicinin yetersizliği nedeniyle oluşan bu fiyat artışını ödemek zorunda kalacakları gerçeğiyle karşı karşıya geldiler.” değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa’nın enerji açığını kapatmak için karşısında üç seçenek bulunduğunu belirten Listovskiy, “Daha fazla, pahalı LNG almak, Rusya’ya gerekli mali şartları sağlayarak daha fazla boru hattı gazı almak, geleneksel enerji kaynaklarına yönelik yeşil enerji stratejisini yeniden gözden geçirmek. Çünkü yeşil teknolojiler henüz mükemmel değil ve Avrupa’da gördüğümüz geleneksel enerji tüketiminin yerini tam olarak alamaz.” diye konuştu.
Listovskiy, Rusya’nın son 20 yıldır Avrupa’daki pazar payını artırdığını ve bu nedenle genel olarak alıcının avantajlı olduğu bir piyasanın oluştuğunu kaydederek, “Bu yıl, piyasanın satıcının avantajlı olduğu bir hale dönüşmesiyle, spot piyasa objektif fiyatları yansıtmasına rağmen herkes pahalı olduğundan şikayet etmeye başladı. Bunun nedeni fiziksel olarak daha az gaz olması ve bu Rusya’nın suçu değil. Avrupa’nın enerji endüstrisini geliştirme şekliyle alakalı.” ifadelerini kullandı.