Milli Finans Kurumları Derecelendirme Ajansı (AKRA) tarafından yapılan açıklamada, Batı yaptırımlarıyla birlikte Rusya’nın bu yıl sonuna kadar ithalat hacimlerinde değer bazında yüzde 20-30 oranlarında düşüş yaşanacağı belirtildi.
Ticari ortak niteliği taşıyan ülkelerin istatistiklerini inceleyen AKRA, hazırladığı raporunda, tek tek ülkelerden yapılan ithalatlarda önemli bir düşüş kaydedildiğini vurgularken, “2022 yılının sonunda Rusya’nın ithalat hacmindeki düşüş, yüzde 20 ila yüzde 30 bandında beklenmektedir” ifadelerine yer verdi.
Yakın zamanda konuşan Sayıştay Başkanı Aleksey Kudrin, Rusya’nın ithalatının yıl sonuna kadar yüzde 30 oranında azalabileceğini söylemiş, Merkez Bankası’nın 11 Mayıs tarihli tahminine göre ise bu yıl Rusya’nın ithalatındaki düşüşün yüzde 32,5-36,5 arasında değişebileceği aktarılmıştı.
Konuyla ilgili konuşan Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, düşen ithalat hacimleri nedeniyle Rusya ekonomisinin rahatsız edici bir konumda olduğunu itiraf ederken, kısa sürede ithalatın yüzde 40 ila yüzde 45’lik açığını bir şekilde telafi etmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Dış ticarete ilişkin verilerin Federal Gümrük Servisi tarafından “spekülasyonlara engel olmak için” kapatılmış olmasına rağmen, Merkez Bankası tarafından yakın zamanda hazırlanan raporda, nisan ayında ihracat ve ithalat hacimlerinin yıllık bazda değiştiği, ihracatın yüzde 41 artış gösterirken ithalatın ise aynı oranda düştüğü bildirilmişti.
İhracattaki sürekli büyümenin rubleyi güçlendirdiğini vurgulayan ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Andrey Belousov, Rusya’nın ithalatındaki keskin düşüş nedeniyle büyük bir cari fazlası olduğunu, daha önce bu cari işlemler dengesinin sermaye çıkışıyla dengelendiğini, bugün ise sermaye çıkışının sınırlı olduğunu hatırlattı.
“Bu iyi mi kötü mü? Mevcut dalgalı ruble politikası açısından bu kötü, çünkü ruble aşırı değerleniyor” diyen Belousov, ancak tasarruf ve yatırım dengesi açısından sermaye çıkışına getirilen kısıtlamaların iyi olduğunu sözlerine ekledi.
Rusya için ideal dolar kurunun 70-80 ruble aralığında olduğunu da aktaran Belousov, para politikasının hükümet ve Merkez Bankası’nın “ortak sorumluluk alanı” olduğunu belirtirken, artık kalkınma, yatırım ve üretim artışı için koşulların yaratılması ve iç talebin artırılmasının gerektiğini gördüklerini söyledi.