Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, NATO’nun Madrid Zirvesi’nde caydırıcılık ve güvenlik endişesiyle doğu kanadındaki muharip birlikleri artırma kararının, ittifak tarafından daha önce planlandığını söylerken, alınacak kararların Rusya için şaşırtıcı olmayacağını vurguladı.
Gazetecilere konuşan Lavrov, NATO Zirvesinde masaya yatırılacak konu başlıkları arasında Rusya’nın düşman ilan edilmesi ve Çin’in de NATO’ya karşı tehdit unsuru haline gelmesi olacağını belirtirken, “Zirve için hazırlanan planlarda bizi tehdit olarak ilan etmek, Çin’e de meydan okumak var. NATO’dakileri kelimelerle oynamayı seviyorlar ama bu durum işin özünü değiştirmiyor. NATO’nun Rusya’yı çok uzun zaman önce düşman ilan ettiğini biliyoruz. Batılı politikacıların açıklamalarını dinlerseniz, sırf neoliberal dünyayla anlaşmak istemediği için Rusya’nın çok önceden düşman ilan edildiğini anlayabilirsiniz. ABD’nin istisnasız tüm Batı dünyasını boyunduruğu altına aldığı, kurallara dayalı bir dünya düzeni sloganı altında herkese empoze ettiği düzenin alacağı kararlar bizi şaşırtmaz” ifadelerini kullandı.
NATO Zirvesi’nde alınacak kararların ABD ve uydularının pratik politikasına yeni bir şey getirmeyeceğini vurgulayan Rus Dışişleri Bakanı, NATO silahlı kuvvetlerinin doğu kanadındaki askeri gücü 200 bine kadar artırılmasının masaya yatırılacağını, ancak bu kararın Madrid’de kabul edilecek belgelerde ne yazılacağına bakılmaksızın önceden planlandığını söyledi.
Çok uzun zaman alınan kararların Madrid Zirvesi’nden zaten bağımsız bir şekilde ilerlediğini belirten Lavrov, Madrid’deki görüşmelerin önceki tüm anlaşma ve vaatleri ihlal eden ABD ve NATO’nun eski Sovyetler Birliği topraklarında gelişme çizgisini, askeri altyapısı Rusya sınırlarına yakınlaştırmasını etkilemeyeceğini ekledi.
Ukrayna ile ilgili kararlar ABD Başkanı tarafından verilmiyor
ABD kontrolündeki Kiev rejimine de değinen Lavrov, ABD’de Ukrayna ile ilgili kararların ülkenin başkanı tarafından değil Dışişleri Bakanlığı tarafından verildiğini vurgularken, “Zelenskiy (Ukrayna Devlet Başkanı) ne umuyor ne düşünüyor pek bilmiyorum. Açıkçası ne düşündüğü veya ne umduğu kesinlikle önemli değil. Kendisi karar vermiyor. Kararlar Washington’da alınıyor. Bu kararlar hiçbir şekilde başkanlık düzeyinde değil, Dışişleri Bakanlığı’nda, kongrede ve muhtemelen Beyaz Saray yönetiminde alınıyor” ifadelerini kullandı.
Lavrov, Rusya ile Ukrayna arasındaki müzakerelerin bu aşamada kabul edilemezliğine ilişkin Batılı açıklamaların şizofreninin bir tezahürü olduğunu da belirtirken, mevcut koşullarda herhangi bir müzakerenin olmayacağına dair açıklamaların sürekli olarak Ukrayna’ya silah yardımı çağrısında bulunan İngiltere lideri Boris Johnson, Almanya lideri Olaf Scholz ve Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından şizofrenik bir halde tekrarlandığını sözlerine ekledi.
