Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu yıl onuncusu düzenlenen St. Petersburg Uluslararası Hukuk Forumu katılımcılarına hitaben yaptığı konuşmasında, uluslararası ilişkilerde çok kutuplu sistemin aktif olarak şekillendiğini vurgularken, bu sürecin artık geri döndürülemez olduğunu söyledi.
Rusya’nın dünyadaki tüm ülkelerin eşitliği ve halklarının kültürel çeşitliliğinin korunmasının garanti altına alınmasına tam destek olduğunu vurgulayan Putin, demokratik ve adil bir dünya oluşturmak için çaba göstereceklerinin altını çizdi.
“Rusya’nın ve diğer birçok ülkenin demokratik ve daha adil bir dünya düzeninin karşılıklı saygı ve güven temelinde olmasından yana olduğuna işaret eden Rus lider, Rusya gibi çok kutuplu dünyayı destekleyen ülkelerin uluslararası ilişkilerin hukukun genel kabul görmüş ilkeleri ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından belirlenen şartlar temelinde inşa edilmesi gerektiğine inandığını ifade etti.
Putin, yalnızca uluslararası hukuku istikrarlı bir şekilde uygulayıp kolektif bir temelde çalışarak dünyanın karşı karşıya olduğu en karmaşık sorunları çözmenin mümkün olabileceğini söylerken, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Dünyadaki tüm devletlerin istikrarlı, sürdürülebilir ve ilerici gelişimini sağlamanın mümkün olduğuna olan güven, siz avukatlar ve hukukçular sayesinde hissedilecektir. Hukukun otoritesini geri kazanmaya, kurumlarını güçlendirmeye ve uluslararası ilişkilerde güveni yeniden tesis etmeye önemli katkıda bulunan hukukçular, uluslararası hukukun savunucuları olacaktır.”
münhasır olduğunu iddia eden devletler, iç siyasetlerinde bile hukuk ilkelerini ihlal etmekte, dolayısıyla bu tür ülkelerin dünya sahnesinde hakimiyet kurmaları sistemik riskler yaratmaktadır.
Hiçbir ülkeye ayrımcılık yapılmamalı
Rusya Devlet Başkanı, dünyadaki ülkeler arasında ayrım yapılmaması gerektiğinin altını çizdiği konuşmasında, Rusya’nın egemen eşitliği savunarak bu kavramı temsil ettiğini belirtirken, “21. yüzyılın çok kutuplu dünyasında devletler ve halklar arasında eşitsizliğe, ayrımcılığa yer olmamalıdır. Bu nedenle ülkemiz, devletlerin egemen eşitliği, hak ve özgürlükler gibi temel uluslararası hukuk ilkesinin pratikte uygulanmasından yanadır. Dünya üzerindeki her devlet, kendi modeline uygun bir şekilde kalkınmalı, uluslararası hukuku umursamayan bir dizi ülkenin kendi iç politikasına karışmasına izin vermemelidir” ifadelerini kullandı.
İç ve dış politikalarında tüm yasaları çiğneyen ve mülkiyetin dokunulmazlığı, ifade özgürlüğü gibi kavramların dışına çıkan ülke veya organizasyonların dünya sahnesindeki hakimiyet tutkusunun sadece verimsiz değil, aynı zamanda tehlikeli ve kaçınılmaz olarak büyük ölçekli, sistemik risklere yol açtığına da vurgu yapan Rus lider, uluslararası hukukun kaldırılması değil geliştirilmesi gerektiğini söylediği konuşmasında, “ Eşitliğin kalktığı yerde diktatörlükle birlikte bazı ülkeler tarafından hümanizm ve adalet ilkelerinin kasıtlı olarak reddedildiğini görüyoruz. “Günümüzde hukukun, çağımızın sorunlarına, meydan okumalarına, çalkantılı ve köklü değişikliklere artık yeteri kadar cevap veremeyeceğini söyleyenler var. Uluslararası hukuk kavramının kendisinin kaldırılması konusunda daha radikal değerlendirmeler de duyuyoruz. Bu tür sonuçlara temelde katılmamakla birlikte, uluslararası hukuk sisteminin yıkılması değil, geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Krizler hukuktaki sorunlar nedeniyle oluşmuyor. Buradaki mesele çok farklıdır. Hukukun üstünlüğü yerine dikte koyma girişimleri ve uluslararası normları tek tek devletlere veya bir dizi ülkenin üyesi olduğu gruplara devredilemez. Adalet, iyi niyet, eşitlik ve hümanizm birkaç kendini üstün gören kişi ve kuruma bırakılamaz. Uluslararası hukuku eleştirirken neden ve sonucu birbirine karıştırmaya gerek yok” ifadelerine yer verdi.
Putin, bazı devletlerin dünya sahnesinde hakimiyet kaybını kabul etmeye hazır olmadığını, adaletsiz tek kutuplu bir modeli sürdürmeye çalıştığını belirtirken, diğer ülkeleri sözde kurala dayalı düzen ve diğer şüpheli kavramlar kisvesi altında kontrol etmeye ve yönlendirmeye çalıştığını ifade etti.
Putin, “ABD ve yalnızca ABD’nin takdirine bağlı kararlar alan kapalı bloklar ve koalisyonlar, tehlikeli ve çok riskli bir yol izlemekte” derken, uluslararası ilişkilerde diğer katılımcıların doğal haklarının göz ardı edilmekte ve güvenliğin bölünmezliği temel ilkesinin kendi çıkarlarına göre yorumlandığını sözlerine ekledi.
