Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC), küresel petrol üretiminin haziranda bir önceki aya göre günlük 1 milyon 320 bin varil artarak yaklaşık 99 milyon 820 bin varile yükseldiğini bildirdi.

OPEC aylık petrol piyasası raporuna göre, grubun günlük ham petrol üretimi haziranda bir önceki aya göre 234 bin varil artarak yaklaşık 28 milyon 72 bin varil oldu.

OPEC’in küresel petrol üretimindeki payı ise yüzde 28,8 olarak kayıtlara geçti. Bu rakam bir önceki ay yüzde 28,9 seviyesindeydi.

Bu dönemde, OPEC içinde ham petrol üretimi en fazla Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İran, Angola ve Kuveyt’te arttı. Libya ve Venezuela ham petrol üretiminin en fazla gerilediği ülkeler oldu.

Günlük üretim, geçen ay bir önceki aya göre Suudi Arabistan’da 159 bin varil, BAE’de 39 bin varil, İran’da 31 bin varil, Angola’da 27 bin varil ve Kuveyt’te 29 bin varil artış gösterdi. Üretim Libya’da 78 bin varil, Venezuela’da ise 14 bin varil geriledi.

Aynı dönemde, OPEC dışı ülkelerde günlük petrol üretimi ise yaklaşık 71 milyon varil oldu. Bu rakam geçen yılın aynı dönemindeki seviyenin 2 milyon varil üzerinde gerçekleşti.

Yılın geri kalanında OPEC dışı üretim artışlarının ABD ve Rusya tarafından geleceği tahmin edildi. Norveç ve Kazakistan’ın ham petrol üretiminde ise bu yıl günlük 300 bin varil azalma olacağı öngörüldü.

Bu kapsamda, küresel petrol arzı haziranda bir önceki aya göre günlük 1 milyon 320 bin varil artışla yaklaşık 99 milyon 820 bin varil olarak gerçekleşti.

Küresel petrol talebi öngörüsü değişmedi

OPEC, jeopolitik gelişmelere değindiği raporda küresel piyasalarda yaşanan petrol talebine yönelik öngörüsünü sabit tuttu.

Buna göre, OPEC küresel petrol talebinin bu yıl geçen seneye kıyasla günlük bazda 3 milyon 360 bin varil artarak 100 milyon 290 bin varile ulaşması bekleniyor.

OECD bölgesinde ise günlük petrol talebinin geçen yıla oranla 1 milyon 800 bin varil, OECD dışı ülkelerde ise 1 milyon 600 bin varil artacağı öngörüldü.

Rapora göre, 2023’te petrol talebinin, başlıca tüketici ülkelerdeki sağlam ekonomik performansın yanı sıra iyileştirilmiş jeopolitik gelişmeler ve Çin’de COVID-19’un kontrol altına alınmasıyla desteklenmesi bekleniyor.