Rusya’da meclisin üst kanadı Federasyon Konseyi’nin Başkanı Valentina Matviyenko, G20 Parlamento Başkanları Zirvesi’nde Ukrayna parlamentosunu Rusya ile müzakereye çağırdı.
Endonezya’nın başkenti Cakarta’da G20 Parlamento Başkanları (P20) Zirvesi kapsamında düzenlenen “gıda ve enerji güvenliği ile ekonomik güçlükler” konulu oturumda konuşan Federasyon Konseyi Başkanı Matviyenko, “Gelin burada bugün müzakere masasına oturalım. Birbirimizi anlamaya çalışalım, anlaşma yolu arayalım” ifadelerini kullandı.
Matviyenko, Rusya’nın defalarca Ukrayna’ya müzakere masasına oturmayı teklif ettiğini, neredeyse İstanbul’da anlaşmaya varıldığını da hatırlatırken, “Ancak Ukrayna o zaman açıkça dış kontrol altında olduğu için bu anlaşmaları reddetti” diye ekledi.
Ülkesinin her zaman müzakereden yana olduğunu dile getiren Federasyon Başkanı, “Biz her zaman diyalogdan yanayız, bu krize barışçıl bir siyasi çözümden yanayız. Gelin müzakere edelim!” diye konuştu.
Endonezya’nın başkenti Cakarta’da düzenlenen toplantıda Rusya ve Ukrayna parlamento temsilcileriyle birlikte Türkiye de yer alıyor.
Türkiye adına G20 Parlamento Başkanları Zirvesi’ne katılan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, konuşmasında Rusya- Ukrayna geriliminin milyonlarca insanı ciddi bir tehditle karşı karşıya bıraktığını, gıda güvensizliğini daha da şiddetlendirdiğini ifade etti.
Başta az gelişmiş ülkeler olmak üzere dünyanın birçok ülkesi için söz konusu bölgeden gelecek tahılın hayati önem taşıdığına dikkati çeken Şentop, “Acil olarak çözülmesi gereken bu sorun karşısında Türkiye olarak Cumhurbaşkanı’mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın üstün gayretleri, BM ve diğer uluslararası ortaklarımızın da destekleri, Rusya ve Ukrayna’nın makul yaklaşımıyla elimizden geleni yapmaya çalıştık. Bunun sonucunda ortaya çıkan anlaşma sayesinde tahıl ve ilgili gıda ürünlerinin yanı sıra gübrelerin de ithal edilebilmesini garanti altına aldık.” dedi.
Tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması projesinin en önemli bileşenlerinden biri olarak “Orta Koridor Girişimi”ni kararlılıkla sürdürdüklerini belirten Şentop, bu kapsamda ulaştırma konusundaki altyapı yatırımlarıyla Çin ve İngiltere arasında tren yolu ulaşımının mümkün kılınacağını, bu sayede küresel tedarik zincirinin kesintisiz işlemesine önemli katkı sunulacağını söyledi.
Enerji krizi çok boyutlu hale geldi
Enerji güvenliğinin acilen çözülmesi gereken bir konu olduğunu vurgulayan Şentop, yıllardır tartışılsa da bu sorunun giderek çok boyutlu ve karmaşık hale geldiğine işaret etti.
Yaşanan savaşın, dünyanın enerji arzının istikrarı açısından ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyleyen Şentop, “Şiddetli şekilde devam eden bu savaşın, enerji arz güvenliği için yarattığı tehdit ve enerji fiyatlarındaki çalkantılar, salgın nedeniyle zaten bozulan küresel ekonomi üzerinde doğrudan olumsuz etkiler yaratıyor. Sonuç olarak enerji kaynakları ve güzergah çeşitlendirmesinin önemi doğal olarak arttı.” diye konuştu.
Yenilenebilir kaynakların kullanımının teşvik edilmesinin, enerji güvenliğinin sağlanması için önemli stratejilerden olduğunu belirten Şentop, şöyle devam etti:
“Bu geçiş, ulusal, bölgesel ve küresel düzeylerde daha iyi planlama, koordinasyon ve yönetişim gerektiriyor. Türkiye, gıda güvenliği konusunda olduğu gibi enerji güvenliği konusunda da her zaman bölgesine ve Avrupa’ya somut katkılar yapıyor, yapmaya da devam edecek. Ülkemizin Avrupa’ya entegre elektrik piyasası, büyük Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru hattı ve yine Bakü-Tiflis üzerinden Erzurum’a ulaşan doğal gaz boru hattı gibi altyapı projeleri (BTC, BTE, TANAP gibi) bunun tezahürü. TANAP projemizdeki adımlarımızla ‘Güney Gaz Koridoru’ için gereken iş birliği imkanlarına da hazırız.”
Gıda ve enerji güvenliğinin korunması için uluslararası iş birliği hayati
Şentop, Türkiye’nin yalnızca doğal gaz arz güvenliğinde değil, rüzgar ve diğer yenilenebilir enerji alanlarında da güvenilir bir ortak haline geldiğini vurguladı.
Avrupa’nın enerji arz güvenliği için güvenilir ve stratejik bir partner olarak iyi niyetli yaklaşıma sahip ülkelerle gereken her türlü yapıcı iş birliğine açık olduklarını dile getiren Şentop, Türkiye’nin Orta Doğu ve Akdeniz havzasında enerji merkezi rolünün güçlenmesinin bölgesel enerji güvenliğine ilave somut katkılar sunabileceğine dikkati çekti.
Şentop, uluslararası iş birliğinin küresel düzeyde hem gıda hem de enerji güvenliğinin korunması ve geliştirilmesi için hayati önemde olduğunu kaydetti.