Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkmenistan dönüşü uçakta gazetecilerle gerçekleştirdiği sohbetinde yakın zamanda AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in ‘Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi ülkeler gibi Rusya’ya karşı yaptırımlara uymasını bekliyoruz’ sözlerine verdiği yanıt, Rus basınında büyük yankı uyandırdı.
Erdoğan’ın sözlerini ilk sıralara yerleştiren Rus resmi haber ajansı RIA Novosti, haberinde Türk liderin Borrell’in Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini belirleyecek kalite ve yetkiye sahip olmadığını söylediğini aktardı.
Muhatabım değil
Borrell’in yakın zamanda Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin gelişmesinden rahatsızlık duyduğu sinyali verdiğini hatırlatan RIA Novosti, AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi’nin Türkiye’nin Batı’nın Rusya’ya karşı yaptırım politikasına katılma konusundaki isteksizliğini endişe kaynağı olarak gördüğünü söylediğini paylaştı.
Ajans, Erdoğan’ın ise Borrell’in bu sözlerine cevaben “Muhatabım değil” dediğine dikkat çekerken, son bir saatte en çok okunan haber haline gelen Erdoğan’ın sözlerine Rus okuyucuların yorumu da ilgi çekti.
Sergey Kirillov isimli okuyucu, Erdoğan’ın sözlerini “Borrell’i çok iyi oturttu” diye yorumlarken, Sergey Salnikov isimli okuyucu ise Erdoğan için “Harikasın” yorumunu yaptı.
Dmitry Timofeev isimli okuyucu ise Erdoğan için “Erkek adam, böyle saygısız Avrupalı siyasetçilere uygun cevabı vermiş” diye yazdı.
milaSm isimli okuyucu ise “Erdoğan’ın sözleri, ülkesinin egemenliğini isteyen ve sömürgecilere boyun eğmeyen bir siyasetçiye layık bir cevaptır” diye ekledi.
Erdoğan ne dedi?
Türkmenistan dönüşü uçakta gazetecilerin “AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ‘Türkiye’nin Avrupa Birliği üyesi ülkeler gibi Rusya’ya karşı yaptırımlara uyması’ yönünde konuştu. Nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusu üzerine Erdoğan, “Borrell’yi muhatap olarak almıyorum. O, olsa olsa Mevlüt Bey’in muhatabı olabilir. Yaptığı açıklama hiç şık değil. Yani bir defa bizim Rusya’yla ilişkilerimizi Borrell tayin, tanzim edemez. O, bu konularda böyle bir karar verecek ne kalitededir ne kapasitededir. Çok çirkin bir açıklama.” dedi.
“Sen nasıl olur da kalkarsın bizim Rusya’yla ilişkilerimizi yaptırımlar içerisinde değerlendirirsin? Yani Avrupa’nın şu anda çektiği tahılın yüzde 44’ü nereden geliyor?” diye soran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Karadeniz’den geliyor. Bunun aracısı kim? Türkiye. Bunun için bir teşekkür etti mi? Yok. Bütün Avrupa liderleri teşekkür ediyor, sen kalkıp böyle bir açıklamayı yapıyorsun. Kaldı ki şimdi Rusya’yla ilgili de aynı zamanda gübre konusu, amonyak konusu gündeme gelecek. Bir de Sayın Putin’in çok ilginç bir jesti var. O da nedir? ‘Ben, göndereceğim tahılı bilabedel göndereceğim’ diyor. ‘Biz de bunu sizden aldıktan sonra bilabedel değirmenlerimizde öğütüp ondan sonra az gelişmiş ülkelere gönderelim.’ dedik. Tabii Sayın Putin’e bizim verdiğimiz bu cevap da onu çok mutlu etti. Çünkü yüzde 44-46 Avrupa, yüzde 14 Afrika’ya gidiyor. Biz bu teklifle beraber çıkınca demek ki herhalde Borrell’in burada oyunu, planı bozuldu. O da böyle bir açıklama yapmak zorunda kaldı.”
Rusya, Borrell’in diplomat olduğundan şüpheli
Kalitesizliği Rus yetkililer tarafından defalarca dile getirilen Borrell’in yakın zamanda Avrupa’yı “güzel bir bahçe”, dünyanın geri kalan birçok yerini ise “orman” olarak nitelemesi, Rusya’da büyük tepkiye neden olmuştu.
Irkçılık ve sömürgecilikle suçlanan Borrell, gelecek nesil AB diplomatlarını yetiştirmek için 13 Ekim’de oluşturulan Diplomasi Akademisi’nin açılışında, “Avrupa bir bahçedir. Biz bir bahçe kurduk. Her şey işliyor. İnsanlığın inşa edebileceği, siyasi özgürlük, ekonomik refah ve sosyal uyumun en iyi birleşimidir. Dünyanın geri kalanı ise tam olarak bir bahçe değil. Dünyanın geri kalanının çoğu bir ormandır ve orman bahçeyi istila edebilir.” ifadelerini kullanmıştı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in diplomatik olmayan açıklamalar yaptığını birçok kez dile getirmiş, görevini kötüye kullandığını ima etmişti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova da Ukrayna’ya askeri yardım ve AB ordusu kurulması konusunda sürekli açıklamalarda bulunan Borrell’in diplomattan çok savunma bakanına benzediğini ifade etmişti.
Esad’la görüşmeye doğru
Suriye meselesine de değinen Erdoğan, “Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim.” dedi.
Gazetecilere konuşan Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e Türkiye, Rusya ve Suriye liderleri arasında bir görüşme yapılmasını önerdiğini, ancak öncesinde istihbarat servisleri, savunma bakanlığı ve dışişleri bakanlığı arasında bir görüşme yapılması gerektiğini söyledi.
Türk lider, “Burada, her ikisinde de şu anda belki gündemde olmayan ama daha sonra gelişmelerle gündeme gelebilecek birçok başlık söz konusu. Ama dikkat ederseniz bir şeyi daha açıkladım. O da şu, biz, şu an itibarıyla Suriye-Türkiye-Rusya üçlü olarak bir adım atalım istiyoruz. Bunun için de önce istihbarat örgütlerimiz bir araya gelsin, ardından savunma bakanlarımız bir araya gelsin, daha sonra dışişleri bakanlarımız bir araya gelsin. Onların yaptığı görüşmelerden sonra da biz liderler olarak bir araya gelelim. Bunu da Sayın Putin’e teklif ettim. O da buna olumlu baktı. Böylece bir dizi görüşmeler zincirini başlatmış olacağız. Süratle adım atılması gereken bir diğer konu daha var. O da nedir? Terör örgütleri Suriye’de, özellikle Suriye’nin kuzeyinde rahat durmuyorlar. Zaman zaman ülkemizi oradan tehdit, tahrik ediyorlar, her şeyi yapıyorlar. Bizim de Soçi Mutabakatı olsun, Astana olsun buralarda verilmiş kararımız var. Nedir bu karar? Sınırımızdan 30 kilometre güneyde biz rahatsız edildiğimiz zaman bu bizim güvenlik koridorumuzdur. Bu güvenlik koridorunda biz her türlü adımı atarız.”
Bunun yeni bir şey olmadığını, Astana’da da gündemde olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Daha sonra Soçi’de de görüştük, konuştuk. Yapılan iş bu. Kaldı ki bizim Suriye’de Rusya’yla olan koordinasyonumuz da yeni değil. Suriye’de bir de koalisyon güçleri olayı var. Bu koalisyon güçlerinin içinde kim var? Başta Amerika var. Yanında Fransası, Almanyası, İngilteresi var. Bütün bunların olduğu bir coğrafyada biz, ülkemizin güvenliği için tedbirlerimizi alıyoruz.” dedi.
Ben, kiminle görüşeceğimi izin alarak yapmam
Suriye’de terör örgütünün besleyicilerinin olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şimdi bu terör örgütü en büyük destekleri nereden alıyor? Koalisyon güçlerinden alıyor. Nereden alıyor? Petrol kuyularından alıyor. Bu petrol kuyuları şu anda koalisyon güçlerinin de aynı zamanda güvencesinde. Nereye satıyorlar? Rejime satıyorlar. Kim satıyor? Terör örgütü satıyor. Biz tabii bugüne kadar hep sabrettik. Ama artık sabır bitti. Şimdi onların, o rafinerileri, petrol kuyuları vesaire, bunlara yönelik de her türlü adımı attık, atıyoruz. Bu da tabii terör örgütlerinin çok büyük bir şaşkınlığın içerisine girmesine neden oldu. Bundan sonraki süreçte de olacak. Ama özellikle başta Amerika olmak üzere diyoruz ki, eğer sizler hala binlerce tır silah, mühimmat, araç, gereç bunları bu terör örgütlerine vermeye devam edecek olursanız, biz de her zaman söylediğimiz gibi kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.”