Alman tarihçi ve emekli Tuğgeneral Klaus Wittmann, Rusya’nın şimdiye kadar Ukrayna’da ulaşmak istediği hedeflerinden vazgeçmediğini ve bu yüzden müzakereye yanaşmayacağını vurgulayarak, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu savaşı kazanamayacağını, hedeflerine ulaşamayacağını idrak ettiğinde müzakereler başlar.” dedi.
Wittmann, 24 Şubat 2022’de başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın birinci yılında gazetecilere savaşa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bu korkunç savaşta herkesin bu zulmün sona ermesini ve müzakereler yoluyla bir barış anlaşmasına varılmasını ümit ettiğini belirten Wittmann, “Ancak Rusya şimdiye kadar hiçbir hedefinden vazgeçmedi.” dedi.
Klaus Wittmann, Rusya’nın hedeflerinin Ukrayna’yı parçalamak, yok emek ve tamamen boyun eğdirmek olduğunu ifade etti.
Rusya’nın “Ben ne istersem onu alırım, gerisini müzakere ederiz” anlayışıyla hareket ettiğini vurgulayan Wittmann, “Varlığı tehdit altında olan Ukrayna’nın kendisini savunması ile Rus yönetiminin yok etme iradesi arasında bir uzlaşma olasılığı görmüyorum. Bu yüzden ancak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu savaşı kazanamayacağını, hedeflerine ulaşamayacağını idrak ettiğinde müzakereler başlar.” diye konuştu.
Wittmann, o zaman da bu müzakerelerin Putin’in şartlarına göre değil, Ukrayna’nın şartlarına göre yapılacağını, bunun da uluslararası hukukun şartları olacağını savundu.
Müzakereler için tüm imkanların değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Wittmann, ancak işgalden önce birçok kişinin Putin ile konuştuğunu ve Putin’in onlara Ukrayna’ya saldırmayı düşünmediğini söylediğini anımsattı.
Çin’in Rusya’yı düzene uymaya çağırabileceğini kaydeden Wittmann, ancak Çin ile Rusya’nın “kardeş” gibi yakın olduğunu ve bu yüzden Çin’in yapıcı bir rol alamayacağını söyledi.
Wittmann, Batılı ülkeleri Ukrayna’ya zamanında destek vermemekle suçlayarak, “Ukrayna’ya sağlanan silahlar başından beri geç verildi ve azdı. Ukrayna’nın kendini savunması ve çalınan topraklarını geri alması için ihtiyaç duyduğu her şeye sahip olması gerektiğini düşünüyorum.” ifadesini kullandı.
Alman hükümetinin Ukrayna’ya silah sağlama konusunda geç kararlar almasını eleştiren Wittmann, “Almanya Başbakanının (Olaf Scholz) tankları ve zırhlı muharebe araçlarıyla ilgili bugün verdiği kararları, ‘savaşın tarafı olmama’ ve ‘Almanya’nın tek başına hareket etmeme’ ilkelerini koruyarak 6 ay öncede de verebilirdi.” dedi.
Wittmann, Rus ordusunun şu anda NATO ülkelerine saldırmaya cesaret edebileceğini sanmadığını belirterek, “Bu daha sonrası için olabilir. Eğer Rusya, Ukrayna’daki hedeflerine ulaşırsa orada durmayacaktır. Gücünü yeniden geliştirdiğinde örneğin NATO’nun doğu kanadında yer alan ve çok savunmasız olan Baltık ülkelerine saldırabilir.” görüşünü dile getirdi.
Savaşın Almanya’nın dış ve savunma politikasını nasıl etkilediğine ilişkin soruyu ise Wittmann, şöyle yanıtladı:
“Bu bir uyarıydı. 2014’te Rusya Kırım’ı yasadışı bir şekilde ilhak ettiğinde de bu dikkat edilmesi gereken bir uyarıydı. Ancak şimdi Almanya’daki hükümet ve toplum, bir yandan Rusya politikamızın uzun yıllar boyunca illüzyonlara dayandığını diğer yandan da iki Almanya’nın yeniden birleşmesinden sonra onlarca yıldır ihmal edilen savunmamızın güçlendirilmesi gerektiğini fark etti.”
Klaus Wittmann, Başbakan Olaf Scholz’un 27 Şubat 2022’de Federal Meclis’te yaptığı konuşmaya işaret ederek, “Scholz’un, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden 3 gün sonraki tarihi konuşmasıyla, Almanya’nın kriz bölgelerine silahları göndermeme tabusu yıkıldı. Scholz ayrıca silahlı kuvvetlerimizi güçlendirme ve son 30 yılda vazgeçilen tüm kabiliyetleri yeniden tesis etme sözünü verdi.” ifadelerini kullandı.
Almanya’nın askeri kabiliyetlerinin yeniden tesis edilmesi ve “hatta içi boşaltılmış” birliklerin personel ve yeni malzemelerle güçlendirilmesi gerektiğini aktaran Wittmann, Alman toplumunda, ülke ve NATO savunmasının yeniden ön planda olduğu bir zihniyetin oluşturulması gerektiğini sözlerine ekledi.
