Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) İsrail’in “soykırım” suçlamasıyla yargılanması sürecinde tarafsız hareket etmesi gerektiğini belirterek, “Dava sürecinin meseleyi ağırlaştırması yerine, kabul görmüş uluslararası hukuki temelde Filistin-İsrail meselesinin çözümüne katkıda bulunması önemlidir.” dedi.
Zaharova, başkent Moskova’da düzenlediği haftalık basın toplantısında güncel konulara dair açıklamalarda bulundu.
Gazetecilerin İsrail’in UAD’de “soykırım” suçlamasıyla yargılanmasına dair sorusunu yanıtlayan Zaharova, “çatışmalardaki sivil kayıplarının üzüntü verici ve sivillere yönelik şiddetin, sağlık merkezleri ve diğer sivil altyapının kasıtlı yok edilmesinin kabul edilemez olduğunu” vurguladı.
Zaharova, Gazze’de uluslararası hukuka uyulması, ateşkesin Birleşmiş Milletler (BM) kararları doğrultusunda acilen sağlanması, insani koridorların açılması, insani felaketi ortadan kaldıracak önlemlerin alınması, Filistin ile İsrail arasında doğrudan müzakerelerin başlatılmasından yana olduklarını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu bağlamda Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Uluslararası Adalet Divanına başvurmasının gerekçelerini anlıyoruz. Elbette Rusya, bu süreci ve İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarına yönelik uyguladığı siyasetinin hukuki sonuçlarına ilişkin sonuca varılması sürecini yakından takip edecek. BM’nin ana yargı organı olan UAD’nin tarafsız hareket edeceğini umuyoruz. Dava sürecinin, meseleyi ağırlaştırması yerine, kabul görmüş uluslararası hukuki temelde Filistin-İsrail meselesinin çözümüne katkıda bulunması önemlidir.”
Filistin sorununun çözümünün çok çaba gerektirdiğini vurgulayan Zaharova, “Gezegenin çeşitli yerlerindeki krizler dahil ciddi zorluklara ve tehditlere karşı koyulması, uluslararası toplumun ortaklaşa tepki vermesini gerektiriyor. Bu tepkinin kimsenin bilmediği bazı kurallar çerçevesinde değil uluslararası hukuk temelinde geliştirilmesi gerekiyor. Gazze’deki savaşın sonlandırılmasını amaçlayan uluslararası ve bölgesel girişimlerin sonuç vermemesi, bazı dış güçlerin kendi gündemleri doğrultusunda hareket etmesinden kaynaklanıyor.” şeklinde konuştu.
Zaharova, “Yemen’de olanlara bakın. ABD’de bu kararları kim aldı? Amerikalıların kendileri bile bu soruyu soruyor. ABD Başkanı’nın durumu ve Savunma Bakanı’nın yeri göz önünde bulundurulduğunda birileri bir şey sordu mu? Kim, nerede ve ne şekilde bu kararları aldı? Dolayısıyla bunlar, Orta Doğu’da çözüm sürecine sürekli müdahale eden ülkelerin ulusal kararları değil. Bu ülkeler, kendi gündemini hayata geçiriyor. Bunlar, küçük bir elit grubun siyasi oyunlarıdır.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin Orta Doğu’daki sorunların çözümü konusunda tek başına hareket etmeye çalıştığına dikkati çeken Zaharova, tüm bu hususların bölgedeki durumu “feci” hale getirdiğini vurguladı.
- “NATO’nun Rus sınırlarında faaliyetlerini arttırması kışkırtıcı”
Zaharova, Almanya’nın askeri işbirliği anlaşması kapsamında Litvanya’ya 2027’ye kadar yaklaşık 5 bin asker konuşlandırma yönündeki planlarına ilişkin, “NATO üyesi ülkelerin, Rusya sınırlarının yakınlarındaki faaliyetlerini ve askeri potansiyelini artırma yönündeki eylemleri kışkırtıcı. Bu, askeri gerilimin artmasına yol açıyor.” diye konuştu.
İsveç Sivil Savunma Bakanı Carl Oskar Bohlin’in, “İsveç’te savaş olabileceği ve İsveç halkının buna hazır bulunması gerektiği” yönündeki açıklamasını da değerlendiren Zaharova, “Bu açıklamalar, İsveç halkını bile şoka uğrattı. Bu tarz sözler nedeniyle halk önünde cevap verilmesi gerekiyor. İsveç halkının bu açıklamaya tepki vermesi ve hükümet temsilcisinden izah talebinde bulunması gerekiyor.” dedi.