Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova Telegram kanalından yaptığı açıklamada Washington’un NATO bayrağı altında Avrupa Birliği ülkelerini Rusya ile doğrudan bir çatışmaya sürüklediğini ve bunu kendi iktidarının çöküşünü önlemek için yaptığını belirtti.

Zaharova, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in, Kiev’e silah sevkiyatlarının ittifak üyeleri için zorunlu hale geleceği yönündeki açıklamalarına dikkat çekti.

Zaharova, “AB ülkeleri, Washington’un onları NATO bayrağı altında Rusya ile doğrudan bir çatışmaya sürüklediğini anlıyor mu? Batılı kamuoyunun ‘Rusya’nın Batı ülkelerine yönelik kaçınılmaz saldırısı’ tezine histerik bir şekilde inandırılması sadece bir anlama gelir; Biden yönetimi, Avrupa kıtasında daha fazla kan dökülmesine ihtiyaç duyuyor, bu da kendi iktidarının ve Amerikan ekonomisinin çöküşünü önlemek için.” diye yazdı.

Rusya, Ukrayna’ya silah sevkiyatlarının barışı engellediğini, NATO ülkelerini doğrudan çatışmaya dahil ettiğini ve “ateşle oynamak” olduğunu düşünüyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’ya silah taşıyan herhangi bir kargonun Rusya için yasal bir hedef haline geleceğini belirtmişti. Lavrov’a göre, ABD ve NATO, sadece silah sevkiyatları ile değil, aynı zamanda İngiltere, Almanya, İtalya ve diğer ülkelerde personel eğitimi ile de doğrudan çatışmaya katılıyor. Kremlin, Batı’nın Ukrayna’yı silahlandırmasının müzakerelere katkı sağlamayacağını ve olumsuz etkilerinin olacağını düşünüyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5 Haziran’da St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda uluslararası büyük haber ajanslarının yöneticileriyle yaptığı görüşmede, Rusya’nın NATO’ya saldırmak istediği yönündeki iddiaları saçmalık olarak nitelendirmiş ve bu tür söylemlerin NATO ülkelerinin kendi halklarını kandırmak için bir “düşünce” olduğunu belirtmişti.

Putin, daha önce Amerikalı gazeteci Tucker Carlson’a verdiği bir röportajda, Moskova’nın NATO ülkelerine saldırma niyetinde olmadığını, bunun hiçbir anlamı olmadığını detaylı bir şekilde açıklamıştı. Batılı politikacıların düzenli olarak kendi halklarını hayali Rus tehditiyle korkuttuklarını, böylece iç sorunlardan dikkati dağıttıklarını, ancak “akıllı insanların bunun sahte olduğunu gayet iyi anladığını” vurgulamıştı.