Fidan’dan Rusya ile İlişkiler ve BRICS’e katılma konusunda önemli açıklamalar

0
121

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Habertürk canlı yayınında Rusya ile ilişkiler ve Ukrayna çatışması konularına dair önemli açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin dış ticaret hacminin en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Rusya ile ilişkilerin önemine dikkat çeken Fidan, Suriye, Ukrayna, enerji ve ticaret konularının ikili ilişkilerde öne çıktığını vurguladı.

Fidan, Türkiye’nin BRICS’e katılmasını “eksen kayması” olarak görenler olduğunu ancak Türkiye’nin dış politikasında eksen kaymasını gündemden çıkaralı çok uzun zaman olduğunu, Türkiye’nin BRICS meselesine bakarken özellikle alternatif ekonomik platformların dünyada nasıl şekillendiğini çok yakından takip ettiğini belirtti.

Bakan Fidan, BRICS’in G7’nin bir alternatifi olup olmadığına ilişkin soruya, “G7 daha fazla siyasi konuların, aynı stratejik hedefleri, aynı medeniyet alanını düşünen ülkelerin bir araya geldiği bir yer. BRICS ise biraz da o noktada ekonomik amaçlı başlamış bir platform, bir kural temelde yapısal bir hali yok.” yanıtını verdi.

BRICS’in AB’ye göre bütün medeniyetleri, ırkları, dinleri içerisinde barındıran bir platform olduğunu dile getiren Fidan, platformun AB’de olduğu gibi yapısal hale getirildiğinde, kurumsal hale dönüştürüldüğünde ciddi fayda üretebileceğini anlattı.

Fidan, Türkiye’nin buradaki tutumunun, arayışının, diyaloglarının son derece normal olduğunun altını çizerek, Türkiye’nin BRICS üyesi ülkelerle ikili ilişkilerinin özellikle ekonomik alanda iyi düzeyde tutulmaya çalışıldığını söyledi.

Türkiye’nin dış ticaret hacminin en yüksek olduğu iki ülkenin Çin ve Rusya olduğunu belirten Fidan, Türkiye’nin BRICS üyesi ülkelerle görüşmeler ve müzakereler yaptığını kaydetti.

  • Rusya ziyareti

Fidan, BRICS+ toplantısına katılmak üzere gittiği Rusya ziyaretinde Moskova ve Nijniy Novgorod’ta temaslarda bulunduğunu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rus devlet sisteminde önemli birçok aktörle bir araya geldiğini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilerleyen günlerde Putin ile Kazakistan’da bir araya gelme ihtimalinin olduğuna işaret eden Fidan, Rusya’yla ilişkilerde şu anda özellikle Suriye, Ukrayna, ikili işbirliğinde enerji konuları, ticaret hacmiyle ilgili meseleler ve Rusya’daki Türk firmaların durumunun fevkalade önemli olduğunu vurguladı.

Fidan, Çin ve Rusya seyahati sırasında, savaş başka bir ülkeye sıçramasa da giderek savaş üzerinde dünyadaki bölünmenin arttığını gördüğünü aktararak, “Çin, Rusya, Kore, İran, bunlar artık bir diyalog partneri olmanın ötesinde artık dayanışmaya doğru, daha böyle yapısal bir ortaklığa doğru gidiyorlar. Tabii, bu aslında savaşın meydana getirdiği bir yaygınlaşma.” diye konuştu.

  • Rusya-Ukrayna Çatışması

Ukrayna konusunda özellikle barışın esas olduğunu ve bu noktada Rusya’nın duruş belirlemesi gerektiğine dair Türkiye’nin görüşlerini muhataplara ilettiklerini anlatan Fidan, sonrasında Putin’in Rus Dışişleri Bakanlığında yaptığı bir görüşmede ülkesinin Ukrayna ile çatışmayı durdurmadaki şartlarını madde madde sıraladığını hatırlattı.

Fidan, Putin’in bu şartları dile getirmesinin önemli olduğuna değinerek, bu şartlar karşısında diğer tarafın da maddeler için “olur” ya da “olmaz” diyerek niyetini ortaya koyması gerektiğini dile getirdi.

Bakan Fidan, “21. yüzyıldayız, 500 binden fazla insanın öldüğü, bir ülkenin altyapısıyla üstyapısıyla yok olmak üzere olduğu, milyonlarca insanın yerinden edildiği ve savaşın Rusya’nın içine taşındığı bir durumdayız. Bu yaygınlaşmayı artık kaldıracak durumda değiliz.” şeklinde konuştu.

Fidan, Rusya ile Ukrayna arasında İstanbul müzakere sürecine dair zemin olup olmadığına ilişkin, her zaman müzakere süreci için bir zemin gördüğünü kaydederek, tarafların bu zemini kullanmak isteyip istemediğinin önemli olduğuna işaret etti.

Tarafların barışı, müzakereyi ve diyaloğu ilk dillendiren olarak pozisyonlarında hem karşı tarafa hem de kamuoylarına zayıflık göstermek istemediklerini aktaran Fidan, Avrupa ve ABD’de yapılacak seçim süreçlerinin de beklendiğini söyledi.

Rusya’nın nükleer silah da dahil her türlü silahı kullanma konusunda tereddütleri olmayacağını defaatle ifade ettiğini hatırlatan Fidan, savaş başladığında kullanılan silahlar ve menzillerle şimdi kullanılanlar karşılaştırıldığında çok ciddi bir metodik yayılmanın olduğuna dikkati çekti.

Fidan, Türkiye’nin savaşın başından itibaren bu konuda uyarıda bulunduğuna değinerek, “Savaş devam ettiği sürece bu risk devam edecek. Bundan kaçış yok. Çünkü her iki taraf da birbirine daha fazla hasar vermek için nitelikli daha farklı silahları, oyun değiştirici daha farklı yöntemleri kullanmak durumunda kalacaklar. Her şey devrede, dolayısıyla proxyler de devreye girdikten sonra bu kıvılcımla başka yerlere sıçrama imkanı var.” ifadelerini kullandı.