Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya, hem rekabet ortamı hem rublede yaşanan değer kaybı gözetilerek Rus misafirleri Türkiye’ye çekecek fiyat politikasına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Bağlıkaya, yaptığı açıklamada, Rus rublesindeki değer kaybı ve ABD’nin Gazprombank’a yönelik yaptırımlara Union Pay kartını eklemesinin Rus turistlerin Türkiye seyahatine yönelik etkilerini değerlendirdi.
Rus vatandaşların yurt dışı seyahatlerinde uzun yıllardır en önemli destinasyon konumunda Türkiye’nin bulunduğunu belirten Bağlıkaya, “Ancak 2025 yılı yaklaşırken, Rusya için halihazırda devam eden yaptırımların yanında yeni gelen uluslararası yaptırımlar, ekonomik sıkıntılar ve siyasi gerilimler, Rusya’dan Türkiye’ye yönelik turist akışını olumsuz etkileyebilir.” ifadelerini kullandı.
Bağlıkaya, Rusya-Ukrayna çatışması ile birlikte devreye alınan havacılık alanındaki yaptırımların 2 yılın ardından havacılık sektöründeki sorunları daha da belirgin hale getirmiş durumda olduğunu aktararak, Boeing ve Airbus uçaklarının yedek parça tedarikinde yaşanan zorlukların, uçak filolarının operasyonel kapasitesini düşürürken, Rus turistlerin yurt dışına seyahatlerini olumsuz yönde etkileyebilecek önemli bir faktör haline geldiğini vurguladı.
Bağlıkaya, “ABD yönetiminin Rusya’nın uluslararası finans sistemini kullanmasını engellemek amacıyla devreye soktuğu Gazprombank’a yönelik yaptırımlar ve bu kapsamda ‘Union Pay’ kartın da bloke edilmesi ise bir diğer sorun. Bu durum, Rus vatandaşlarının Türkiye’deki tatilleri sırasında ödeme ve finansal işlemlerle ilgili sıkıntı yaşamalarına neden olabiliyor.” diye konuştu.
Bununla birlikte rublede son dönemde artan değer kaybının altını çizen Bağlıkaya, Rus vatandaşlarının alım gücünde kaydedilen düşüşün de 2025’te Rusya’dan Türkiye’ye gelecek ziyaretçi sayısını olumsuz etkileme potansiyeline sahip unsurlar arasında bulunduğunu dile getirdi.
Suriye meselesinin de Türkiye ile Rusya arasındaki turizm hareketlerini olumsuz etkileyebilecek konular arasında yer aldığını kaydeden Bağlıkaya, “Ancak bu konudaki en büyük güvencemizi, Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in diyalog kanalını devamlı açık tutan yaklaşımları oluşturuyor. İki ülke arasındaki olumlu ilişkileri destekleyen bu diyaloğun turizm hareketlerindeki olası aksamaların da önüne geçeceğine inanıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
- “Uzun dönemde rakiplerimizin fiyat politikalarını dikkate almalıyız”
Bağlıkaya, yaşanan krizin uzun vadede Türkiye’de oluşturabileceği yansımalarına yönelik tahminde bulunarak, Rusya’da erken rezervasyon döneminin 1 Aralık-31 Mart arasındaki 4 aylık dönemi kapsayacak şekilde kademeli gerçekleştiğini, erken rezervasyon taleplerine ilişkin değerlendirme yapmak için henüz erken olsa da aralık ayı sonunda tablonun biraz daha netleşmeye başlayabileceğini söyledi.
Rusya’nın Türkiye için en önemli turizm pazarı olmasına karşın 2025’e girerken turist akışını etkileyecek çok sayıda önemli başlık bulunduğuna işaret eden Bağlıkaya, şöyle devam etti:
“Ülke olarak proaktif bir yaklaşım sergileyerek Rusya pazarında yaşanacak kayıpları olabildiğince azaltacak şekilde adımlar atmamız gerekiyor. Bu kapsamda rubledeki değer kaybını gözeterek otel fiyatlarını cazip hale getirecek şekilde indirimler yapılması gerekiyor. Şu anda Mısır’daki fiyatlar Türkiye’de sunulan fiyatların yüzde 35 altında bulunuyor. Yaz dönemi Mısır açısından düşük sezon olduğu için alacakları aksiyonlarla Türkiye’ye göre yüzde 50 daha uygun hale gelecek. Keza, Dubai, Katar gibi destinasyonlar da Rus turisti çekmek için aksiyonlar alıyor. Uzun dönemde rakiplerimizin fiyat politikalarını dikkate almalıyız.
Rakiplerimiz vize uygulamadığı gibi tur operatörlerine uçak koltuk desteği de sağlıyorlar. Dolayısıyla bizim de hem rekabet ortamını hem de rublede yaşanan değer kaybını gözeterek Rus misafirleri ülkemize çekecek fiyat politikasına dikkat etmemiz gerekiyor. Aslında bu hassasiyeti turist aldığımız tüm pazarlarda göstermemiz lazım.”
Öte yandan Rusya’dan Türkiye’ye yönelik turizm hareketlerine hakim olan, pazarın yüzde 90’ına hakim 4 büyük tur operatörü bulunduğuna değinen Bağlıkaya, bu tur operatörleriyle TÜRSAB Incoming İhtisas Başkanlığı vasıtasıyla devamlı temas halinde olduklarını anımsattı.
