Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko, “Holokost, üstünlük ve ayrıcalık fikirlerinin, uluslara göre ayrım yapmanın insanlığı nelere sürüklediğini gösteren bir uyarıdır. İnsanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili gerçekler unutulmamalıdır” dedi.

Federasyon Konseyi basın servisi tarafından yayımlanan açıklamya göre Matviyenko, “Uluslararası Holokost Kurbanlarını Anma Günü’nde toplama kamplarında ve cezai operasyonlar sırasında haksız yere öldürülenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyoruz” ifadelerini kullandı.

Matviyenko, Auschwitz’in kurtarılmasının üzerinden 80 yıl geçtiğini hatırlatarak, benzer kamplarda milyonlarca insanın sistematik olarak öldürüldüğünü ve işkence gördüğünü vurguladı. Federasyon Konseyi Başkanı, “Üçüncü Reich’ın suçları asla unutulmamalıdır. Bu tür soykırım eylemleri bir daha yaşanmamalıdır. Ancak, tarihi gerçeklerin geçici çıkarlar uğruna çarpıtılması ve gizlenmesi Batı ülkelerinde maalesef yaygın bir uygulama haline geldi.” dedi.

Rusya’nın “büyük ve egemen bir ülke” olduğunu ifade eden Matviyenko, ülkesinin kendi çıkarlarını savunma konusundaki kararlılığından asla ödün vermediğini söyledi. Matviyenko, “Devletimizi boyunduruk altına almak ya da gelişimini engellemek için yapılan her girişim başarısızlığa mahkumdur. Atalarımızın, faşizme karşı zafer için ödediği bedeli unutmamak hepimizin ortak görevidir.” ifadelerine yer verdi.

Holokost’un insanlık tarihindeki korkunç bir ders olduğuna dikkat çeken Matviyenko, “Üstünlük ve ayrıcalık fikirlerinin, insanların milliyet, inanç ya da başka ayrımlar üzerinden bölünmesinin nelere yol açabileceğini unutmamak gerekiyor.” dedi. Matviyenko, Rusya’nın ırkçılık, aşırılıkçılık, nefret ve yabancı düşmanlığına karşı asla kayıtsız kalmayacağını ve evrensel insani değerlerin korunması için her şeyi yapacağını vurguladı.

Kızıl Ordu, Auschwitz (Oswiençim) ölüm kampını 27 Ocak 1945’te kurtardı. Auschwitz-Birkenau, en büyük Nazi ölüm kampıydı ve Holokost’un başlıca sembollerinden biri haline geldi. 1941-1945 yılları arasında bu kampta yaklaşık 1,4 milyon kişi hayatını kaybetti. Bu kayıpların 1,1 milyonu Yahudi’ydi. 1947 yılında kamp alanında bir müze kuruldu ve 1979’da bu alan UNESCO Dünya Mirası listesine alındı.