ABD Başkanı’nın özel temsilcisi Steven Witkoff, Amerikalı gazeteci Tucker Carlson’a verdiği röportajda, Ukrayna’daki çatışmaların merkezinde Rusya’ya katılan yeni bölgelerin statüsünün yer aldığını söyledi.
“Her şeyden önce bu çatışmadaki en büyük konu, sözde dört bölgedir: Donbass, Kırım… Bu bölgeler Rusça konuşan nüfusa sahip. Burada referandumlar yapıldı ve halkın ezici çoğunluğu Rus yasaları altında yaşamak istediğini beyan etti. Bence bu, çatışmanın ana meselesidir.” diyen Witkoff, ABD’nin bu konuda Rusya ile çok olumlu bir diyalog yürüttüğünü belirtti.
Witkoff, bu bölgelerin fiilen Rusya’nın kontrolünde olduğunu vurgulayarak, asıl sorunun uluslararası toplum ve özellikle Ukrayna tarafından tanınıp tanınmayacağı olduğunu dile getirdi. Ayrıca, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in böyle bir durumu kabul etmesinin, siyasi olarak ayakta kalmasını zorlaştırabileceğini kaydetti.
Ukrayna’da seçim anlaşması ve NATO üyeliği konusu
Witkoff, Kiev yönetiminin ülkede seçim yapılmasına razı olduğunu belirtti. Ayrıca, Zelenskiy ve ofis başkanı Andriy Yermak’ın, Ukrayna’nın Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) katılmayacağı konusunda “büyük ölçüde” anlaştığını söyledi. Witkoff’a göre, Rusya ile bir barış anlaşmasının imzalanması durumunda, Ukrayna’nın NATO üyeliği imkânsız hale gelecek.
Diğer açıklamalar: Trump-Putin görüşmesi ve nükleer risk
Witkoff, ABD Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in önümüzdeki birkaç ay içinde görüşebileceğini de belirterek,“Başkan Trump, Başkan Putin’e ilişkileri yeniden başlatmak istediğini bildirdi. Bu iki büyük lider, bu çatışmayı çözmek istiyor” dedi.
ABD’nin Ukrayna’ya sürekli para gönderemeyeceğini vurgulayan Witkoff, bu durumun taktik nükleer dahil olmak üzere, nükleer riskler barındırdığını söyledi. Witkoff,“Sonsuza kadar para veremeyiz. Sonuçta, yönetimde bunu tartıştık; ne olursa olsun nükleer eylem riskine yol açabilecek bir duruma düşmemeliyiz,” dedi.
Karadeniz ve Avrupa’ya yönelik açıklamalar
Witkoff, Ukrayna’daki çatışmaların tamamen sona ermesi için Rusya’nın bazı şartları olduğunu, önümüzdeki hafta Karadeniz’de saldırıların durdurulmasına yönelik bir moratoryum ilan edilebileceğini söyledi. Avrupa’ya yönelik bir Rus saldırısı planı olmadığını vurgulayarak, “Yüzde yüz hayır. Neden böyle bir şey istesinler ki?” ifadesini kullandı.
Yeni bölgeler ve uluslararası tanınma sorunu
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, daha önce yaptığı açıklamada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında yapılan telefon görüşmesinde Kırım ve diğer yeni bölgelerin uluslararası tanınmasına ilişkin bir konunun gündeme gelmediğini belirtmişti.
Kırım, Mart 2014’te Ukrayna’da yaşanan hükümet darbesinin ardından yapılan referandumla Rusya’ya bağlandı. Bu referandumda Kırım seçmenlerinin yüzde 96,77’si, Sivastopol seçmenlerinin ise yüzde 95,6’sı Rusya’ya katılma yönünde oy kullandı.
Donetsk ve Luhansk halk cumhuriyetleri (DNR, LNR) ile Herson ve Zaporijya bölgelerinde ise 23-27 Eylül 2022 tarihleri arasında referandumlar düzenlendi. Oyların tamamının sayılmasının ardından, Donetsk’te yüzde 99,23, Luhansk’ta yüzde 98,42, Herson’da yüzde 87,05 ve Zaporijya’da yüzde 93,11 oranında halk, Rusya’ya katılma yönünde tercih yaptı. Putin, 30 Eylül 2022’de bu referandumların ardından Kremlin’de yaptığı konuşmada, dört bölgenin Rusya Federasyonu’na katılmasını öngören anlaşmaları imzaladı.
Zelenskiy’nin meşruiyeti tartışılıyor
Politico gazetesinin aktardığına göre, Donald Trump’ın çevresinden bazı kişiler, Kiev’de Ukrayna’nın eski başbakanı Yuliya Timoşenko ve eski cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun liderliğindeki Avrupa Dayanışması Partisi’nden yetkililerle gizli görüşmeler gerçekleştirdi. Bu görüşmelerde, Ukrayna’da başkanlık seçimlerinin yapılması konusu masaya yatırıldı.
Zelenskiy’nin görev süresi 20 Mayıs 2024’te doldu. Ancak ülkede uygulanan sıkıyönetim ve genel seferberlik gerekçesiyle seçimler iptal edildi. Zelenskiy daha önce yaptığı açıklamalarda, bu dönemde seçim yapmanın uygun olmadığını savunmuştu. Trump ise Zelenskiy’yi “seçimsiz diktatör” olarak nitelendirmiş ve halk desteğinin yüzde 4’e kadar düştüğünü söylemişti. Putin ise Ukrayna’da tek meşru gücün Verkhovna Rada (Ukrayna Parlamentosu) ve Meclis Başkanı olduğunu dile getirmişti.