
Yıllardır Rusya’da gazetecilik yapıyorum. Burada tanıştığım birçok girişimci, yatırımcı ya da sektör temsilcisi sık sık bana şu soruyu sorar: “Rusya’da hangi alanlarda fırsat var?” Benim cevabım neredeyse hiç değişmedi: Sağlık sektörü. Çünkü bu alan yıllardır adeta bağırıyor; “Ben buradayım, beni görün!” diyor. Yazılarımda da, özel sohbetlerimde de hep aynı şeyi anlattım: Rusya’da sağlık, hâlâ keşfedilmemiş bir yatırım alanı.
Şimdi bir kez daha yazma ihtiyacı duyuyorum, çünkü geçen hafta Moskova’daki MITT 2025 Turizm Fuarı’nda öyle bir detayla karşılaştım ki hem bir gazeteci olarak hem de bu konuyu yıllardır tavsiye eden biri olarak fazlasıyla sevindim.
Turizm fuarının kalabalığı, renkli stantları arasında gezerken “Heal in Türkiye” logosunu taşıyan özel bir pavilyon dikkatimi çekti. Girdim, gezdim, konuştum… Ve ilk kez Türkiye’nin sağlık turizmiyle bu düzeyde Moskova’da vitrine çıktığını gördüm. Bu, sadece bir stant açmak değil. Bu, aslında yıllardır göz ardı edilen bir fırsata nihayet “biz buradayız” deme anıydı.
Rusya’da hemen her sektör yabancı yatırımcıyla dolup taşmış durumda. Ancak sağlık alanı hâlâ ciddi bir boşluk barındırıyor. Bunu çok önce gören, hastanesi olan dostlarım oldu. Kimileri buraya geldi, hastane açmak için girişimlerde bulundu. Hatta bazılarına ben de eşlik ettim, fikir paylaştım, yer gösterdim. Ne yazık ki süreçler tamamlanamadı. Ama geçen hafta fuarda gördüğüm tablo, bana umut verdi. Türkiye’den gelen sağlık temsilcilerinin Rusya pazarına gösterdiği ilgi, nihayet doğru bir adrese yöneldiğimizi gösteriyor.
Türkiye’de sağlık sektörü, özellikle son 15 yılda olağanüstü bir ivme yakaladı. Süratiyle, organizasyon kabiliyetiyle, teknolojik donanımıyla ve uzman insan kaynağıyla artık dünya sahnesinde ciddi bir yere sahip. Evet, kamuoyunda –özellikle de sosyal medyada– genellikle saç ekimi ya da diş tedavisiyle gündeme gelse de, Türkiye aslında çok daha fazlasını sunuyor: Onkolojiden organ nakline, tüp bebekten ortopediye kadar birçok alanda güçlü bir sistem kuruldu. Ve en önemlisi: Bu sistem artık dünyaya açılıyor.
Rusya ile Türkiye arasında sağlık alanında kurulacak yeni bir köprü, sadece iki ülke arasında değil, bölgesel anlamda da bir örnek teşkil edebilir. Çünkü bu alan, katma değeri yüksek, istihdam dostu ve insan hayatına doğrudan dokunan bir alan. Sağlık için seyahat eden bir turist; daha fazla harcıyor, daha uzun kalıyor ve daha fazla bağlılık hissediyor.
Fuar alanında konuştuğum yetkililer de bu gerçeğin altını çizdi. Artık turizmi çeşitlendirmek gerektiğini, sağlık turizminin bu anlamda büyük fırsatlar sunduğunu söylediler. “Katma değeri yüksek turizm” ifadesi çokça tekrarlandı. Hak verdim. Çünkü gerçekten öyle.
Gönül ister ki bundan sonrası için Türkiye bu açılımı sürdürülebilir hale getirsin. Daha çok hastane bu pazara girsin, temsilcilikler açılsın, iş birlikleri kurulsun. Çünkü Rusya’da sağlık hâlâ bağırıyor. Ve Türkiye artık bunu duyabilecek konumda.