Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin, Rusya’nın dondurulan varlıklarına el koyma konusunda temkinli davrandığı ancak bu varlıklardan elde edilen faiz gelirlerini kullanmaya devam ettiği bildirildi. RIA Novosti’nin ulaştığı “Avrupa’nın Yeniden Silahlanması: Avrupa Komisyonu Planlarının Bütçe Gerçekliği ve Savunma Sanayi Kapasitesiyle Uyumu” başlıklı Roscongress araştırmasında, AB’nin konuya dair yaklaşımına ilişkin değerlendirmelere yer verildi.
Araştırmada, “Teorik olarak AB üyesi devletler Rus varlıklarına el koyma kararını onaylayabilir. Ancak Avrupa’nın finansal itibarı açısından taşıdığı riskler göz önüne alındığında, Birliğin bu adımı atması pek olası değil. Bunun yerine, Rus varlıklarından elde edilen faiz gelirlerini doğrudan kullanmayı veya bu gelirlere dayalı tahviller çıkarmayı sürdürmesi daha muhtemel” ifadeleri yer aldı.
Roscongress raporunda, AB, ABD ve müttefiklerinin Rusya’ya ait toplamda 300 milyar dolar (275 milyar avro) değerinde varlığı dondurduğu belirtildi. Bu varlıkların yaklaşık 210 milyar avroluk kısmının AB’de olduğu kaydedilirken, bunların büyük bölümünün — 183 milyar avronun — Belçika merkezli uluslararası takas ve mutabakat kuruluşu Euroclear’da tutulduğu aktarıldı.
Belgelerde, söz konusu fonların büyük kısmının, Rusya Merkez Bankası rezervlerinde tutulan kısa vadeli devlet tahvillerine yatırıldığı, bu tahvillerin büyük bölümünün vadesinin dolduğu ve böylece paraya çevrilerek bankalarda nakit olarak tutulduğu ifade edildi.
Raporda ayrıca, G7 ülkelerinin bu zamana kadar yalnızca dondurulan Rus varlıklarının faiz gelirlerini kullandığına dikkat çekildi. Temmuz 2024’te AB, bu faiz gelirlerinden sağlanan 1.5 milyar avroluk ilk dilimi Ukrayna’ya mali destek olarak aktarmıştı. Ancak Polonya, Birleşik Krallık, Litvanya, Letonya ve Estonya gibi ülkeler, yalnızca faiz gelirleriyle yetinilmemesi ve ana paranın da alınması gerektiğini savunuyor. Buna karşılık Belçika, Fransa ve Almanya ise böyle bir adımın devlet dokunulmazlığı ilkesini ihlal edebileceğinden ve euronun uluslararası itibarı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğinden endişe ediyor.
Raporda, “AB ülkelerinin el koyma kararı alması durumunda, diğer devletler ve yatırımcılar da benzer uygulamalardan çekinerek Avrupa mali sisteminden uzak durabilir. Bu da euronun, devlet rezervleri açısından tercih edilen bir para birimi olma özelliğini zedeleyebilir” denildi.
Özellikle Suudi Arabistan ve Çin gibi ülkelerin böyle bir durumda AB devlet tahvillerini satabileceği, bu durumun kamu borcu yüksek olan AB hükümetleri için borçlanma maliyetini artırabileceği vurgulandı. Ancak Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB), devlet tahvilleri satın alarak bu etkiyi kısmen hafifletebileceği ifade edildi.