Rusya, ABD ile Ukrayna krizinin çözümüne yönelik yürütülen görüşmelerin içeriğini, resmi olarak sonuçlanana kadar kamuoyuyla paylaşmayı düşünmüyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, CBS muhabiri Margaret Brennan’a verdiği röportajda, “Gerçekten de çok kibar insanlarız. Bazı diğerlerinin aksine, görüşmelerin içeriğini kamuoyu önünde tartışmıyoruz. Aksi takdirde bu tür görüşmeler ciddi olmaz” ifadelerini kullandı.
Bakan ayrıca, bu konunun Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile konuşulmasını önerdi. Lavrov’a göre, “Kiev rejiminin başı”, aksine, medyada herkesle – hatta ABD Başkanı Donald Trump ile bile – konuşmaya hazır.
Cuma günü erken saatlerde Lavrov, bir televizyon kanalına verdiği röportajda, Beyaz Saray’ın mevcut yönetiminin, Ukrayna krizinin gerçek nedenlerini kabul eden dünyadaki tek lider olduğunu söyledi. Lavrov’a göre Trump, bu meselede bir anlaşmaya varmanın yakın olduğuna inanıyor, ancak üzerinde çalışılması gereken bazı ayrıntılar bulunuyor.
Aynı gün Kremlin’de, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı’nın özel temsilcisi Steve Witkoff arasında bir görüşme gerçekleşti. Taraflar, Rusya ile Ukrayna temsilcileri arasında doğrudan görüşmelerin yeniden başlatılması olasılığını ve Moskova ile Washington’un birçok uluslararası konuda pozisyonlarını yakınlaştırmasını ele aldı. Görüşme üç saat sürdü.
Daha önce, 11 Nisan’da, Rusya Devlet Başkanı’nın bir başka ABD temsilcisiyle Saint Petersburg’da yaptığı görüşme yaklaşık dört buçuk saat sürmüştü. Kremlin Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov’a göre, görüşmelerin ana gündemini Ukrayna çevresindeki durum oluşturdu, ancak siyasi ve ekonomik konular da ele alındı.
Uşakov, kısa süre sonra yaptığı açıklamada, Washington’un, Beyaz Saray’ın özel temsilcisi aracılığıyla iletilen Rusya’nın çözüm sinyallerini değerlendirdiği izlenimini edindiklerini belirtti.
Witkoff ise görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, küresel barış açısından “çok önemli bir şeyin eşiğinde olabileceklerini” söyledi. Sürecin yalnızca “beş bölge” ile sınırlı olmadığını, güvenlik garantileri ve Ukrayna’nın NATO’ya katılım planlarından vazgeçilmesini de kapsayabileceğini ifade etti.