Küresel pay piyasaları, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimle hafta boyunca düşük risk iştahıyla hareket ederken, gelecek hafta da jeopolitik risklerin gündemin odağında olması bekleniyor.
Dünya genelinde artan enflasyon baskısı merkez bankalarını şahinleştirirken, artan jeopolitik risklerle birlikte küresel pay piyasaları için risk iştahının önemli ölçüde azaldığı görülüyor.
Hafta boyunca Rusya-Ukrayna sınırındaki gelişmelere ilişkin haber akışı varlık fiyatlarında yüksek oynaklığa sebep olurken, cuma günü piyasalar kapandıktan sonra ABD Başkanı Joe Biden’ın yaptığı açıklamalar varlık fiyatlarındaki oynaklığın bir süre daha devam edebileceğine işaret ediyor.
Donbass geriliminden olumsuz etkilenen Moskova Borsası’nda (MOEX) dünkü (18 Şubat Cuma) ticaret verilerine göre ruble endeksi, 27 Ocak’tan bu yana ilke kez 3400’ün altına düşerek 3371,05 puana gerilerken, RTS dolar endeksi de yüzde 3,57 ile 1398,22 puana geriledi.
RTS endeksi, işlemler sırasında 1385,92 ile minimum değerlere ulaştı.
Aynı zamanda dün Moskova saatiyle 20:00’de Dolar/Ruble paritesi 88 kopeek artarak 14 Şubat’tan bu yana ilk kez 77,16 rubleye yükselirken, Euro/Ruble paritesi de 78 kopeek artışla 87,35 rubleye ulaştı.
Biden Rusya’nın Ukrayna’yı işgal edeceğinden emin
ABD Başkanı Joe Biden, bir gazetecinin, “Putin’in Ukrayna’yı işgal etmeye karar verdiğine inanıyor musunuz?” sorusuna “Evet, şu anda Putin’in buna karar verdiğine inanıyorum.” yanıtını verirken, Rusya’nın gelecek haftalarda saldıracağına inanmak için nedenleri olduğunu dile getirdi.
ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinin gelecek dönem para politikasına ilişkin açıklamaları da yatırımcıların odağında olmayı sürdürdü.
Buna göre, geçen hafta yüzde 90 ihtimalle Fed’in martta 50 baz puan faiz artırımına gideceği tahmin edilirken, son gelişmelerle birlikte tahvil piyasalarında Fed’in martta yüzde 78 ihtimalle 25 baz puan artışına gideceği fiyatlanmaya başladı.
ECB’nin ise ilk faiz artışına yüzde 90 ihtimalle temmuzda gideceği tahmin edilirken, bu sene iki faiz artırımına gideceği öngörülüyor.
Merkez bankalarının sıkı para politikasına yönelmesine karşın artan jeopolitik riskler sonrası yatırımcılar tarafından “güvenli liman” olarak değerlendirilen altın ise değer kazanmaya devam ediyor.
Bu hafta 1,902 dolarla 1 Haziran 2021’den bu yana en yüksek seviyesine çıkan altının ons fiyatı, yükseliş eğilimini üst üste üçüncü haftaya taşıyarak haftayı yüzde 2 artışla 1,897 dolardan tamamladı.
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi de hafta içinde yüzde 2,06’ya çıkmasına karşın artan tahvil talebiyle gerileyerek haftayı yatay seyirle yüzde 1,93’ten tamamladı.
Brent petrolün varil fiyatı ise ham petrol ile petrolden elde edilen son ürünlerin fiyatı arasındaki makasın daralması gibi teknik nedenlerle satış baskısı altında kalarak 8 haftalık yükseliş eğilimini sonlandırarak, haftalık yüzde 2,5 azalışla 91,6 dolara indi.
ABD’de jeopolitik riskler satış baskısını destekledi
ABD’de bu hafta Fed tutanaklarının korkulduğu kadar şahin olmaması ve Fed yetkililerinin açıklamalarıyla azalan 50 baz puan faiz artışı ihtimaline karşın, Rusya-Ukrayna gerilimi pay piyasalarında satış baskısını beraberinde getirdi.
Fed’in 25-26 Ocak’ta düzenlenen Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısının tutanakları, bankanın faiz oranını artırmaya ve bilançosunu yakında küçültmeye hazır olduğunu gösterdi.
Banka yetkililerinin enflasyona ilişkin riskleri yukarı yönlü gördüğünü ve para politikasında sıkılaşma zamanı geldiği konusunda hemfikir olduğunu ortaya koyan tutanaklarda, “Üyelerin çoğu, enflasyonun beklendiği gibi düşmemesi halinde Komite’nin politika desteğini şu anda tahmin edilenden daha hızlı bir şekilde kaldırmasının uygun olacağını belirtti.” ifadesi yer aldı.
Hafta boyunca Fed yetkilileri sözle yönlendirmelerini sürdürürken, St. Louis Fed Başkanı James Bullard, temmuza kadar 100 baz puanlık faiz artırımının gerçekleştirilmesi ve ikinci çeyrekte bilanço küçültmede ikinci turun başlaması gerektiği görüşünü yineledi.
Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester da faiz oranlarının artırılması ve bilanço daraltılması sürecinin daha hızlı gerçekleştirilmesi, agresif hareket edilmesi gerektiğini kaydetti.
Analistler, gelecek hafta gündemin artan jeopolitik riskler, veri gündemi ve Fed yetkililerinin sözle yönlendirmelere devam etmesiyle yoğun geçmesinin beklendiğini aktararak, varlık fiyatlarındaki oynaklığın sürebileceğini ifade etti.
Söz konusu gelişmelerle S&P 500 endeksi haftalık bazda yüzde 1,58, Dow Jones endeksi yüzde 1,90 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,76 değer kaybetti.
21 Şubat ile başlayan haftanın veri takviminde, salı Richmond Fed sanayi endeksi ile imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), perşembe 2021 4. çeyrek Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) ve yeni konut satışları ile cuma kişisel gelirler, kişisel harcamalar, dayanıklı mal siparişleri, bekleyen konut satışları ve Michigan tüketici güven endeksi verileri takip edilecek. ABD’de piyasalar pazartesi günü tatil nedeniyle kapalı olacak.
Avrupa’da gözler ECB yetkililerindeydi
Avrupa borsalarında da artan jeopolitik risklerle risk algısı yüksek seyrederken, ECB yetkililerinin sözle yönlendirmeleri de yatırımcıların odağındaydı. Gelecek hafta da jeopolitik risklere ilişkin gelişmelerin varlık fiyatlarını etkilemesi beklenirken, ECB yetkililerinin açıklamaları da sürecek.
Hafta içinde,Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurul oturumunda konuşan Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, Euro Bölgesi’nde enflasyonun yakın gelecekte yüksek kalacağını belirterek, “Enerji fiyatları, enflasyondaki artışın ana nedeni olmaya devam ediyor. Net varlık alımlarımız bitmeden faiz artırımı yapılmayacak. Politikamızda yapılacak herhangi bir ayarlama aşamalı olacak. ECB’nin ne yapıp ne yapamayacağı konusunda açık olması gerek.” ifadelerini kullandı.
ECB Yönetim Konseyi Üyesi Francois Villeroy de Galhau, yaptığı açıklamada, bankanın bu yılın üçüncü çeyreğine kadar net varlık alımlarını sonlandırabileceğini, bundan kısa bir süre sonra da faiz artırımı yapabileceğini söyledi.
Avrupa’da artan jeopolitik gerilime karşın Rusya’nın enerji tedarikine ilişkin yapıcı açıklamalarda bulunmasıyla mart vadeli doğal gaz kontratı 73,8 Euro’ya kadar geriledi.
Analistler, ECB yetkililerinin şahinleşmeyi sürdürdüğünü ve devam eden sözle yönlendirmelerle para politikasındaki belirsizliklerin azalmasının beklendiğini ifade etti.
Rusya ile Ukrayna arasında devam eden gerilimin ise piyasalardaki fiyatlamalarda baş rolde olduğunu kaydeden analistler, konuya ilişkin haber akışının yatırımcıların odağında olmaya devam edeceğini söyledi.
Bölgede açıklanan makroekonomik verilere göre 2021’in 4. çeyreğinde Euro Bölgesi’nde Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) çeyreklik bazda yüzde 0,3, yıllık bazda ise 4,6 artarken, İngiltere’de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 5,5 artarak beklentileri aştı.
Bu gelişmelerle bu hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,92, Almanya’da DAX endeksi yüzde 2,48, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,17 ve İtalya’da MIB 30 endeksi ise yüzde 1,70 değer kaybetti.
Gelecek hafta pazartesi bölge genelinde imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI, salı Almanya’da Ifo iş ortamı güven endeksi, çarşamba Avro Bölgesi’nde TÜFE ve cuma Almanya’da 2021 4. çeyrek GSYH ve Avro Bölgesi’nde tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.
Asya’da Çin pozitif ayrışmayı başardı
Asya’da geçen hafta risk iştahı artan jeopolitik risklere paralel düşük seyretse de, Çin borsası beklentilere paralel gelen makroekonomik veriler sınırlı da olsa yükseldi.
Japonya’da COVID-19 salgınına karşı halihazırda uygulanan kısmi olağanüstü hal ile sınır önlemlerinin kademeli hafifletileceği açıklandı.
Analistler, Japonya Merkez Bankasının (BoJ), küresel çapta normalleşme yolunda adımlar atan merkez bankalarının aksine gevşek para politikası duruşunu korumasının ekonomik etkilerine yönelik tartışmaların devam ettiğini kaydederek, BoJ Başkanı Haruhiko Kuroda’nın açıklamalarının şimdilik sıkı politikaların gündemde olmadığını desteklediğini ifade etti.
Kuroda, hafta içinde yaptığı açıklamada, aşırı gevşek para politikasından vazgeçilmesinin Banka’nın elinde tuttuğu devasa büyüklükteki varlıklara zarar verebileceğini belirterek, “Bu ihtimal göz ardı edilemez ancak bunun kesin olarak gerçekleşeceğini de söyleyemeyiz.” dedi.
Bölgede açıklanan verilere göre, Japonya’da ocakta enflasyon yıllık yüzde 0,5’e gerileyerek beklentilerin altında kaldı. Yüzde 2’lik hedefin gerisinde kalmaya devam eden enflasyon verileri, BoJ’un emsallerinden ayrışarak gevşek para politikası duruşunu koruyacağına işaret etti.
Japonya ekonomisi geçen yılın son çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1,3 ve yıllık bazda yüzde 5,4 ile beklentilerin altında büyüdü.
Çin’de ocakta geçen yılın aynı ayına kıyasla Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yüzde 9,1 ve TÜFE yüzde 0,9 ile beklentilerin altında artış kaydetti.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Çin’de Şangay bileşik endeksi yüzde 0,80 değer kazanırken, Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,07, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 2,32 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,1 değer kaybetti.
21 Şubat ile başlayan haftanın veri takviminde, cuma günü Japonya’da Tokyo TÜFE verileri takip edilecek. Çarşamba günü Japonya’da piyasalar tatil nedeniyle kapalı olacak.
Türkiye Merkez Bankası politika faizini değiştirmedi
Yurt içinde, Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi küresel pay piyasalarına paralel değer kaybederken, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini yüzde 14’te sabit bıraktı.
Bilanço sezonun yoğunlaştığı Borsa İstanbul’da hafta boyunca sanayi şirketlerinin açıkladığı bilançolar yatırımcıların odağındaydı. Buna göre, Tüpraş 2021 yılında konsolide net karını 3,3 milyar liraya, Ford Otomotiv Sanayi 8,8 milyar liraya ve Koç Holding 15,2 milyar liraya çıkararak beklentileri aştı.
Öte yandan, Türkiye Varlık Fonu (TVF), kamu bankalarının çekirdek sermayelerini artırma süreci için yeniden harekete geçerken, Ziraat Bankası, VakıfBank ve Halkbank yaptıkları açıklamalarla toplamda 48,6 milyar liralık sermaye artırımı gerçekleştireceklerini duyurdu.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 0,91 azalışla 2.032,44 puandan tamamlarken, Dolar/TL yüzde 1,07 yükselerek 13,6565’e çıktı.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 2.055 ve 2.100 puanın direnç, 2.020 ve 1.980 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.
Şirketlerin bilanço açıklamaya devam edeceğini ve hisse bazlı oynaklıkların devam edebileceğini aktaran analistler, artması olası jeopolitik risklerin de yakından takip edileceğini söyledi.
Gelecek hafta yurt içinde, salı reel kesim güven endeksi, kapasite kullanımı ve sektörel güven endeksleri, perşembe TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özeti ve cuma ekonomik güven endeksi verileri takip edilecek.