Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in doğal gaz satışı ödemelerinde Rus rublesine geçme planının, Batılı ülkeleri ikilemle karşı karşıya bırakabileceği ve 1970’lerden bu yana Avrupa’nın en kötü enerji krizinde ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtiliyor.
Putin, dün hükümet yetkilileriyle gerçekleştirdiği toplantıda, ABD ve Avrupa Birliği’ne mal tedarikinde ödemeyi dolar veya Euro ile almanın artık anlamsız olduğunu kaydetti.
Batılı ülkelerin, Rus varlıklarını dondurarak gayrimeşru adımlar attığını vurgulayan Putin, “Batı aslında kendi para birimlerine yönelik güveni zedeledi. Şimdi herkes dolar ve Euro cinsinden yükümlülüklerin yerine getirilemeyebileceğini biliyor.” diye konuştu.
Putin, Rusya’nın ihracatta ödemeleri dolar ve Euro ile almasının anlamsız olduğuna işaret ederek, “ABD ve AB’ye mallarımızı tedarik ederken ödemeleri dolar, Euro ve bazı para birimleri üzerinden almanın artık bizim için hiçbir anlam ifade etmediği açıktır. Dost olmayan ülkelere doğal gaz satışının ödemelerinde Rus rublesine geçmeyi planlıyoruz.” dedi.
Almanya için önemli yansımaları olabilir
Kremlin’in planına ilişkin daha fazla ayrıntı verilmezken, uygulamanın bir hafta içinde başlatılması bekleniyor.
Putin’in açıklamaları Rus para birimi üzerinde direkt etki gösterdi ve ruble, dolar ve Euro karşısında güçlendi. Dolar/Ruble paritesi yüzde 3’e yakın gerileyerek 3 Mart’tan bu yana ilk defa 100’ün altına indi. Avrupa’da 97 Euro’dan güne başlayan doğalgazın megavatsaat fiyatı ise Putin’in açıklamaları sonrası yüzde 22,42 artarak 118,75 Euro’ya ulaştı.
Putin’in açıklamaları uluslararası haber ajansları tarafından son dakika olarak geçilirken ekonomistler, bunun ciddi sonuçları olabileceğini ve Batılı ülkelerin ikilemle karşı karşıya kalabileceğini, 1970’lerden bu yana Avrupa’nın en kötü enerji krizinde ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtiyor.
Ekonomistler, Putin’in ruble hamlesinin batıyı dolaylı olarak ya kendi yaptırımlarını aşmaya ya da Rus gazını boykot etmeye zorlayabileceğini savunuyor. Özellikle Rus gazına bağlı Almanya için bunun önemli yansımaları olabileceğine işret ediliyor.
Şimdiye kadar Gazprom gibi Rus enerji tedarikçilerine ödemeler öncelikle dolar olarak yapılıyordu. Rus enerji tedarikçileri daha sonra dolar ödemelerinin çoğunu Rus Merkez Bankası’nda rubleye çevirebiliyordu.
Putin bu şekilde dolaylı olarak bizi kendi yaptırımlarımızı aşmaya zorluyor
Düsseldorf Heinrich-Heine Üniversitesi Rekabet Ekonomisi Enstitüsü’nden Prof. Dr. Jens Südekum, konuya ilişkin Twitter hesabından yaptığı değerlendirmede, uluslararası finans piyasalarında yeterince ruble bulunmadığını, tek alternatifin rubleyi doğrudan Rusya merkez bankasından almak olduğunu belirtti.
Rusya’nın sahip olduğu altın ve döviz rezervlerinin Batılı ülkeler tarafından dondurulduğunu anımsatan Südekum, “Putin bu şekilde dolaylı olarak bizi kendi yaptırımlarımızı aşmaya zorluyor.” ifadesini kullandı.
Aynı zamanda Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı’nın bilimsel danışma kurulu üyesi de olan Südekum, Batı yaptırımlarına karşı, Rusya’dan böyle bir misilleme beklenmediğini ifade etti. Südekum, ” Bekleyip Batı’nın nasıl tepki vereceğini görmemiz gerekecek. Bir olasılık, bunu bir provokasyon olarak alıp kendi yaptırımlarınızı artırabilir. İleri giderek, gaz ithalatını tamamen durdurabilir. Belki de Putin’in başarmak istediği tam olarak buydu.” değerlendirmesinde bulundu.
Jens Südekum, Putin’in son açıklamasından sonra Rusya’ya karşı bir enerji ambargosunun daha olası olduğuna işaret etti.
Putin yeni yaptırımların önüne geçmek istiyor
Bonn üniversitesi Öğretim Görevlisi Moritz Schularick da ruble ile satış konusunda ayrıntıların belli olmadığını belirterek, ancak prensipte petrol ithalatçıları, yaptırım uygulanmayan Rus bankalarından rubleyi dolar satarak almak zorunda kalacaklarını belirtti.
Schularick, “Ancak burada gerçekte olan, elbette Putin’in Avrupa hükümetlerinin endişeleri üzerine oynamasıdır. Zirve öncesi (AB liderleri) korkuları körüklemek ve yeni yaptırımların önüne geçmek istiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Würzburg Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Görevlisi Peter Bofinger ise rublenin döviz piyasasından satın alınması durumunda, bunun rublenin değerini güçlendireceğini belirtti.
Alman Ekonomi Enstitüsü’nün (IW) Başkanı Hubertus Bardt da batı ödemeyi dolar veya avro olarak yapmaya devam ederse ne olacağına dikkati çekerek, “O zaman gaz dağıtımları durdurulacak mı? Yoksa bu, merkez bankasını yaptırımlardan kurtarmak için yapılmış bir blöf mü?” sorusunu akıllara getirdi.
Alman yetkililer Putin’in ruble planının “anlaşmaların ihlali” olduğu görüşünde
Öte yandan, Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanı Robert Habeck, Moskova’nın enerji ödemelerinde rubleye geçme planını “her şeyden önce anlaşmaların ihlali” olarak değerlendirdi.
Habeck, Rusya’nın ruble planına karşı Avrupalı ortaklarla nasıl yanıt verileceğini tartışacaklarını bildirdi.
Ayrıca Habeck Rusya’ya karşı enerji ambargosunun uygulanması durumunda “Almanya ve Avrupa’da ciddi bir ekonomik kriz” yaşanmasından endişe duyduğunu aktardı.
Alman Yeşiller Partisi’nin eski Eş Genel Başkanı olan Robert Habeck, “Rusya’dan fosil yakıt ithalatına bir ambargoyu desteklemem. Buna karşı bile konuşurum. Çünkü bununla Almanya’daki toplumsal barışı tehdit etmiş oluruz.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
Gaz sektörü temsilcileri kararın doğal gaz ticareti üzerindeki etkisini öngöremiyor
Putin’in açıklamaları, Alman doğal gaz endüstrisi tarafından da “anlaşılmazlıkla” karşılandı.
Gaz sektöründe faaliyet gösteren 136 şirketi çatısı altında bulunduran “Zukunft Gas” derneğinin başkanı Timm Kehler, yaptığı açıklamada, “Rusya’nın doğal gaz teslimatlarını yalnızca ruble cinsinden tahsil etmek istediği haberini aldığımız için büyük bir rahatsızlık duyduk.” ifadesini kullandı.
Kehler, “Şu anda bunun doğal gaz ticareti üzerinde ne gibi etkileri olacağını henüz tahmin edemiyoruz. Ancak yaptırımların işe yaradığı ve Putin’in giderek daha fazla baskı altına girdiği izlenimi veriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya Federasyon Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko da doğalgaz satışlarının ruble cinsinden yapılması kararının Rusya’nın finans sisteminin istikrara kavuşmasına ve güçlenmesine temelden etki etmesinin yanı sıra gelecekte dünyada güvene dayalı yeni bir ekonomik iş birliği kültürünün oluşumu için ön koşulları oluşturacağını vurguladı.