Enerjiden sorumlu Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Rus petrol ve doğalgazını tamamen değiştirmesinin önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde pek mümkün görünmediğini bildirdi.
Novak, Enerji Politikası dergisine yazdığı makalesinde, Rus enerji kaynakları olmadan Avrupa’nın enerji güvenliğini garanti altına almaktan bahsetmenin imkansız olduğunu vurgularken, “Avrupa Parlamentosu’nun Rus enerji kaynaklarının ithalatı yasağına ilişkin kararı, aynı zamanda bu politikaya AB enerji arzının güvenliğini garanti etmeyi amaçlayan bir eylem planının eşlik etmesi gerektiğini gösteriyor. Ancak enerjideki kilit sektör oyuncuları, bunun pek mümkün olmadığı konusunda hemfikir. Gelecekte 5-10 yıllık süre içerisinde Rus petrol ve gazını tamamen değiştirmenin mümkün olamayacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Novak, AB ülkelerine Rusya’dan sağlanan petrol arzının payının yüzde 30 olduğunu, doğalgazdaki payının ise yüzde 40’a ulaştığını belirterek, Rus kömürünün Avrupa’nın toplam ithalatındaki payının ise tüm alımların yaklaşık üçte birine ulaştığını söyledi.
Avrupa Komisyonu’nun gaz arzını çeşitlendirme, yenilenebilir enerji türlerine geçişi hızlandırma, ısıtma için gerekli gazı diğer yakıt türleri ile değiştirerek Rus enerji kaynaklarının reddedilmesini sağlamayı önerdiğini ifade den Novak, AK’ye göre tüm bu önlemlerin bu yılın sonuna kadar Rus gazına olan talebi üçte iki oranında azaltacağını, ancak yenilenebilir enerji olarak görülen rüzgar üretiminin elektrik üretiminde düşüşe yol açacağını aktardı.
Novak, Avrupa’nın ABD’nin yanı sıra Katar, Cezayir, Suudi Arabistan ve Kuveyt’teki üreticileri de hidrokarbon ithalatçıları olarak gördüğünü, aynı zamanda OPEC’e de petrol üretiminin artırması için baskı yaptığını vurgularken, OPEC yönetiminin yakın zamanda petrol ihraç eden ülkelerin Rusya’nın dünya pazarına yönelik petrol arzındaki düşüşü telafi edemeyeceklerini zaten duyurduğunun altını çizdi.
“Dolayısıyla bugün Rusya’dan enerji kaynaklarına makul bir alternatif neredeyse yok. Rusya’nın pazardaki payı dikkate alındığında Rus enerji kaynakları olmadan Avrupa’nın enerji güvenliğini garanti etmekten bahsetmenin imkansız olduğu ortaya çıkıyor. Bu nedenle şimdi Avrupa’nın kaderi, sanayisi ve AB vatandaşlarının konforu tamamen AB ülkelerinin liderlerinin kararlarının rasyonelliğine bağlıdır” ifadelerini kullandı.
Rusya Başbakan Yardımcısı Novak, 2014 yılından bu yana ülkenin yakıt ve enerji kompleksinde yerli ekipmana geçiş için büyük bir yol alındığını da hatırlattığı makalesini, “Bu dönemde enerji kaynaklarına ulaşımda diğer ülkelerden yabancı ekipman tedarikine bağımlılık yaklaşık yarı yarıya azaldı. Petrol rafinerisi ve petrokimyanın ana süreçleri için gerekli yerli katalizörlerin payı iki katından fazla arttı. Petrol rafinasyonunda ithal ikame 2,3 kat artarak 2014’te kaydedilen yüzde 31,8’lik oranlardan ithal 2021’de yüzde 72,1’lik oranlara ulaşıldı. Petrokimyada ithal ikamesi 2014’te yüzde 34,2’lik oranlardan 2021’de yüzde 73,5’lik paya yükseldi. Aynı zamanda yerli büyük tonajlı polimerlerin toplam tüketim hacmi içindeki payı yüzde 83,2’den yüzde 92,9’a yükseldi” ifadelerini kullanarak sonlandırdı.
OPEC, Avrupa’yı uyarmıştı
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) Genel Sekreteri Muhammed Sanusi Barkindo, Rusya’ya yönelik yaptırımların petrol arzında tarihteki en büyük şoklardan birine yol açabileceğini, bu hacimlerin kaybını telafi etmenin imkansız olacağını söyledi.
Reuters haber ajansı tarafından yayınlanan haberde, Avrupa Birliği (AB) temsilcileriyle bir araya gelen örgütün genel sekreterinin Rusya’ya karşı petrol ambargosunun tüm küresel piyasaları olumsuz etkileyeceğini söylediği bildirildi.
Barkindo, AB yetkililerine Rusya’ya yönelik yaptırımların telafisi imkansız olan petrol arzı sıkıntısına yol açacağını söylerken, “Herhangi bir ambargo, dünya tarihinin en kötü petrol arz kesintilerinden birini tetikleyebilir” diye konuştu.
OPEC Genel Sekreteri, Rusya’ya yönelik yaptırımlar ve diğer kısıtlamalar sonucunda dünya piyasasının günde yaklaşık 7 milyon varil kaybedebileceğinin altını çizerken, mevcut talep tahmini göz önüne alındığında bu büyüklükteki bir hacmin kimse tarafında telafi edilemeyeceğini vurguladı.