30 Ağustos 2022’de yaşama gözlerini yuman Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) son devlet başkanı Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, Rusya tarihinde reform (Perestroyka) ve şeffaflık politikasının (Glasnost) babası olarak adlandırılıyor.
Liderliği dönemine jeopolitik anlamda en önemli olaylarda imzası bulunan Gorbaçov’un adı, ABD ile Soğuk Savaş’ın sonu, Sovyet birliklerinin Afganistan’dan çekilmesi ve SSCB’nin çöküşü ile anılırken, bazıları onu idealist ve hayalperest, bazıları ise reformcu ve duvarları yıkıcı olarak nitelerken, bazıları ise hain ve CIA ajanı olarak görüyor.
SSCB’nin yıkılmasına neden olan ağustos darbesini zorla bastırmayı reddeden Gorbaçov, SSCB’nin yıkılmasından uzun süre sonra verdiği demeçlerinde, o yıllarda ülkenin başına gelen her şeyden ahlaki olarak sorumlu olduğunu söyleyen Gorbaçov, birlik için “son kurşuna kadar” savaştığını ilan etmiş, ancak her zaman “kan dökmeme” ilkesini ana inancı olarak adlandırmıştı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde kabul edilen siyasi sınıflandırmada Gorbaçov’un bir “şahin” değil, “güvercin” olduğu söylenirken, Batı dünyasında gerilimleri tırmandırmak yerine yumuşatmaya çalışan barışçı bir lider olarak nitelendirilen Gorbaçov, Almanya’nın birleşmesine yaptığı katkılardan dolayı Nobel Barış Ödülü’nü almıştı.
Son yıllarında giderek artan bir şekilde siyasetin ve uluslararası ilişkilerin militarizmden arındırılması çağrısında bulunan son SSCB liderinin bu politikaları, birçok siyaset uzmanı tarafından zayıflık işareti olarak görülürken, yine de Gorbaçov’un iç ve dış politikası hakkındaki görüşler çelişiyor.
Bazıları onu yavaşlık ve kararsızlıkla, bazıları ise acelecilikle suçlarken, ülke içindeki reformları halen tartışılıyor.
Tüm eleştirilere rağmen Gorbaçov’un kendisi, o zaman meydana gelen değişikliklerin geçmişe dönüşü imkansız hale getirdiğine inanırken, siyaseti bilimle, ahlakla ve insanlara karşı sorumlulukla birleştirmeye çalıştığını iddia ediyordu.
Gorbaçov, reformlarının en önemlisinin şimdi kabul edilen “siyasi özgürlükler ve haklar” olduğunu söylerken, geçmiş demeçlerinde kendisini eleştirenlere, “Sadece konuşma özgürlüğü ve seçimlerde oy kullanma hakkı değil, aynı zamanda yurtdışına seyahat etme veya kendi işini kurma hakkı verdik” diyerek tepki verirken, perestroyka’nın sonuçlarının SSCB’nin çöküşüne neden olduğu iddialarını da her zaman yalanlamıştı.
SSCB’nin yıkılmasına rağmen vicdanının temiz olduğunu ilan eden Gorbaçov, hiçbir zaman rüşvet almadığını ve asla ülkesinin düşmanı olmadığını sürekli tekrarlardı.
SSCB’nin Afganistan’daki varlığını siyasi bir hata olarak gören Gorbaçov’un girişimiyle Sovyet birliklerinin geri çekilmesi, o zaman dünyada şok etkisi yaratırken, Berlin Duvarı’nın yıkılmasında çok önemli bir rol oynayan SSCB’nin son lideri, Avusturya-Macaristan sınırındaki dikenli tellerin kesilmesi gibi Demir Perde’nin yıkılışının bir simgesi haline gelmişti.
Yeni bir Avrupa için Paris Şartı’nın kabulü, kısa süre sonra Soğuk Savaş’ın sonunu işaret ederken, bu hattın karşıtları ise Gorbaçov’un barış girişimlerini Batı’ya verilen tavizler olarak gördü.
Nükleer silah testlerini tek taraflı sonlandırma kararı büyük eleştiri alan Gorbaçov’un Batı ile yakınlaşması, Demir Perde’nin ortadan kaldırılmasının önünü açarken, o zamanlardaki Soğuk Savaş nedeniyle dünyadaki gerilimi ciddi şekilde azaltmıştı.
Gorbaçov’un SSCB’nin dış politikasını yeniden yapılandırma kararı ile birlikte iç politikada şeffaflık (glasnost) kavramı, Ruslar için değişimin sembolü olurken, yalnızca konuşma özgürlüğünü değil, aynı zamanda devletin eylemlerinde açıklığı da üstlenen Gorbaçov, glasnost olmadan hiçbir değişiklik olamayacağını savundu.
İç politikada dönemin sembollerinden bir diğeri ise ‘Gorbaçov’un kuru yasası’ olarak bilinen içki yasağı idi.
Sovyetler tarihinin dördüncü alkol karşıtı kampanyasını başlatan Gorbaçov, ülkedeki alkol fiyatlarını yükseltirken, satışları da sınırlamış, ithalat bağlantılarını keserek alkol tüketimini azaltmaya çalışmıştı.
Merdiven altı alkol üretim ve tüketimine yol açtığı için yasa sonrası eleştirilerin hedefi olan Gorbaçov, sonraki demeçlerinde o zaman böyle bir talimat vermediği konusunda ısrar ederken, ancak daha sonrasında alkol yasağı kararının bir hata olduğunu kabul etmişti.
SSCB’nin yıkılışı hakkında konuşan o dönemin son devlet başkanı, “Tüm sorunların kesinlikle demokratik olarak çözülebileceğinden o kadar emindim ki, darbenin başladığını göremedim” diye konuşmuştu.
Tüm röportajlarda ülkenin çöküşüne neden olduğu suçlamalarını reddeden Gorbaçov, Boris Yeltsin gibi darbeyi organize eden, iktidara koşan ve durumdan yararlanan maceracıları reformların bozulmasından ve SSCB’nin çöküşünden sorumlu olarak görmüştü.
2 Mart 1931’de Kuzey Kafkasya’daki (şimdi Stavropol Bölgesi) Krasnogvardeysky Bölgesi, Privoljskiy köyünde Mihail Sergeyeviç Gorbaçov, çiftçi bir aileden geldi.
1955’te Moskova Devlet Üniversitesi (MGU) hukuk fakültesinden mezun olan Gorbaçov, 1967’de Stavropol Ziraat Enstitüsü’nün yazışma bölümünden mezun olarak ziraat mühendisi-ekonomist olarak çalışmaya başladı. Üniversiteden mezun olduktan sonra Stavropol bölgesine bölge savcılığına gönderildikten sonra hızla Komünist Parti faaliyetlerine atıldı.
11 Mart 1985’ten 24 Ağustos 1991’e kadar Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) Merkez Komitesi Genel Sekreteri olarak görev yapan Gorbaçov, 23 Nisan 1985’te, daha sonra “perestroyka” olarak bilinen “SSCB’nin sosyo-ekonomik gelişimini hızlandırma” yolunda bir kampanya başlatırken, aynı yılın mayıs ayında alkol kullanımı karşıtı kampanyaya da imza atarak üç yılda ülkedeki alkollü içecek üretimini yarı yarıya azalttı.
1986’nın başında, SBKP’nin XXVII Kongresi’nde, bir “glasnost” politikasına ihtiyaç duyulduğunu açıklayan Gorbaçov, süreli yayınlarda baş editörleri değiştirirken, daha önce yasaklanmış olan edebi eserleri de yayınlama emri verdi.
1988’de SSCB’nin seçim sistemini değiştiren Gorbaçov, 1986-1991 döneminde ise bireylerin özel ticari faaliyetlerini, özel şirket kuruluşunu yasallaştırıldı.
Mihail Gorbaçov yönetiminde, 1 milyondan fazla yasadışı yollardan hüküm giymiş SSCB vatandaşı serbest bırakılırken, 12 Haziran 1990’da sansürü ortadan kaldıran Basın ve Diğer Kitle İletişim Araçları Yasası kabul edildi.
1988’de SSCB Yüksek Sovyeti Başkanlığı Başkanlığına seçilirken, 25 Mayıs 1989, SSCB Yüksek Sovyeti’nin başkanı oldu.
1989’da Sovyet birliklerinin Afganistan ve Doğu Avrupa’dan çekilmesi kararını alan Gorbaçov, bir dizi Batı devleti ile nükleer silahların azaltılması konusunda anlaşmalar imzaladı.
1990’da Almanya ile ilgili Nihai Çözüm Antlaşmasına imza atarak Berlin Duvarının yıkılmasına vesile oldu.
Şubat 1990’da SSCB Devlet Başkanlığı görevini getirirken, SBKP’nin lider rolüne ilişkin anayasa hükmünü iptal etti.
Nisan-Temmuz 1991 döneminde SSCB’nin dokuz cumhuriyetinin başkanlarıyla birlikte Egemen Devletler Birliği’nin oluşturulması konusunda bir anlaşma geliştiren Gorbaçov’un hayali, Ağustos 1991 Darbesi nedeniyle engellenmişti.
18 Ağustos 1991’de Devlet Acil Durum Komitesi üyeleri ile işbirliği yapmayı reddeden Gorbaçov, Foros’taki bir kulübede tecrit edildi. Dört gün sonra ise ünlü Ağustos Darbesi Boris Yeltsin’in destekçileri lehine sona erdi.
5 Eylül- 25 Aralık 1991 tarihleri arasında SSCB Devlet Konseyi’nin başkanlığını yapan Gorbaçov, 6 Eylül’de Litvanya, Letonya ve Estonya’nın bağımsızlığını tanıyan kararı imzaladı.
25 Aralık 1991’de, Belovezhskaya Anlaşmalarının imzalanmasından sonra Gorbaçov, SSCB başkanlığından istifa etti. Ertesi gün, SSCB’nin varlığının sona ermesine ilişkin bir bildiri kabul edildi.
Gorbaçov’un 25 Aralık 1991’de görevi bırakmasıyla SSCB resmen dağıldı.
Ocak 1992’den beri Uluslararası Sosyo-Ekonomik ve Siyaset Bilimi Araştırmaları Vakfı’nın Başkanı olarak görev yapan son SSCB lideri, 1993 yılında uluslararası sivil toplum örgütü Green Cross International’ı kurarken, 2017 yılına kadar başkanlığını yaptı.
1996’da Rusya devlet başkanlığı için adaylığını koyan Gorbaçov, ilk turda oyların yüzde 0,51’ini alabilmişti.
1999’da Nobel Barış Ödülü Kazananlar Forumu’nun yaratılmasının başlatıcılarından biri olan Gorbaçov, 2000-2001 yıllarında Barış Ödülü Konseyi’nde görev yaptı.
2000 yılında Rusya Birleşik Sosyal Demokrat Partisi’ni kurduktan sonra 2001’de Rusya Sosyal Demokrat Partisi’ne (SDPR) katılan Gorbaçov, 2004 yılına kadar partinin liderliğini yürüttü.
2002-2009’da Rus-Alman Forumu “St.Petersburg Diyalogu”nun eş başkanlığını yapan eski lider, 2010 yılında Yeni Politika Forumu’nu düzenleyerek forumun yöneticiliğini yaptı.
Lenin Nişanı gibi 300’den fazla birçok devlet ve kamu ödülüne sahip olan Gorbaçov, 1990 Nobel Barış Ödülü’nün de sahibiydi.