Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD ve müttefiklerinin kamuoyunda Rusya’yı bir nükleer tehdit kaynağı olarak göstermek için yalan söyleyerek manipüle ettiğini söyledi.
Rusya’nın popüler gazetelerinden Argumenti i Fakti’ye konuşan Lavrov, “Ukrayna çevresindeki krizden yararlanarak aktif olarak nükleer retoriği kamuoyunda tartışmaya açan ABD ve onların müttefikleridir. Batılılar Rusya’nın nükleer tehditler savurduğunu dile getirip Ukrayna’da nükleer silah kullanabileceğimiz yalanını yayıyor. Çeşitli manipülasyonlar ve açık yalanlar kullanılıyor. Ancak uzun zamandır herkes buna alıştı” diye konuştu.
Askeri operasyonun başlamasından kısa bir süre önce, Münih Güvenlik Politikası Konferansı’nda konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin, Ukrayna’nın SSCB’nin çöküşünden sonra topraklarında kalan nükleer silahları reddetmesini bir hata olarak nitelendirdiğini hatırlatan Lavrov, “ Bundan sonra Batılı politikacılar nükleer retoriğe döndüler. Örneğin seçim kampanyası sırasında mevcut İngiltere Başbakanı gerekirse kırmızı düğmeye kolayca basabileceklerini söyledi. Rusya ise 3 Ocak’ta Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin diğer daimi üyeleri olan Çin, Fransa, Birleşik Krallık ve ABD ile nükleer silahların yayılmasını önleme ve nükleer savaşları engellemek için ortak bildiri yayınladı ve ortak bildirideki ‘nükleer savaşın kazanılamayacağı ve asla savaşılmaması gerektiği’ ilkesine bağlı kalmaya devam ediyor. Ancak Batılılar her şeyi çarpıtıyor. Şimdi Rusya’nın Ukrayna’da nükleer silah kullanabileceğini her açıklamalarında dile getiriyorlar. Bunlar açıkça yalan söylüyor” ifadelerini kullandı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in defalarca nükleer caydırıcılık politikasının tamamen savunma amaçlı olduğunu açıkladığını belirten Lavrov, nükleer silahların varsayımsal kullanımının Rusya Federasyonu Askeri Doktrini ve Nükleer Caydırıcılık Alanında Devlet Politikası’nın temellerinde yer alan senaryolar dahilinde açıkça olağanüstü durumlarla sınırlı olduğunun altını çizdi.
“Bunlar, dediğimiz gibi, açık belgelerdir. Gizli değildir.Herkes onları okuyabilir” diyen Rus Dışişleri Bakanı, öte yandan Rusya’nın nükleer silah kullanması durumunda belirli sonuçlara katlanacağı ile tehdit eden Batılı liderlerin sözlerinin kabul edilemez olduğunu aktardı.
Lavrov, “Bu sözleri nükleer silah tartışmasını başlatan, sonra da Rusya’yı sonuçlarıyla tehdit eden sBatılı politikacıların vicdanına bırakıyoruz. Nükleer konusunu onlarla tartışmak niyetinde değiliz. Açıkçası faydasız bir tartışma” dedi.
Rusya’nın ticari ortaklarına ABD yaptırımları hakkında
Lavrov, Rusya’nın ticari ortaklarıyla çalışırken ABD’nin ikincil yaptırım tehdidini de dikkate aldığını, ancak karşılıklı yarar sağlayan işbirliğine hiçbir kısıtlayıcı önlemin müdahale edemeyeceğini vurgularken, “ Elbette, ABD’den gelen ikincil yaptırım tehdidi, yapıcı yabancı ortaklarla çalışmanın her aşamasında tarafımızca dikkate alınmaktadır. Onlarla karşılıklı çıkarlara ve karşılıklı yarara dayalı işbirliği kuruyoruz. Bu amaca hiçbir kısıtlayıcı önlem müdahale edemez. Modern gerçekleri yansıtan süreçler bunlar” diye konuştu.
Rusya’nın Çin ile ticaret hacminin 2022 yılının sekiz ayında neredeyse üçte bir oranında arttığına, Hindistan ile ise ilk altı ayda yüzde 120 oranında arttığına dikkat çeken Lavrov, bu büyümenin yalnızca ihracatta hammadde bileşeni için artan fiyatlardan değil, aynı zamanda ticareti yapılan ürün yelpazesinin genişlemesinden de kaynaklandığının altını çizdi.
Lavrov, Rusya’ya dost ülkelerden gelen birçok yabancı şirketin pazarı terk eden Batılı firmalardan boşalan yeri doldurmaya çalıştığını söylerken, konuşmalarını şu şekilde sürdürdü:
“Batılı şirketlerin Rusya pazarından çıkmasından sonra oluşan duruma dikkat çekmek istiyorum. Rusya’ya dost olan ve yaptırım uygulamayan ülkelerle karşılıklı ticaret hacmi artışta. Tabii bazı sorunlar yaşansa da bu vakalar bireyseldir ve uzman çalışması gerektirir. Ayrıca Batılı olmayan devletlerle ekonomik işbirliğimizin Rusya’ya dış ticaret alanında belirli bir takım avantajlar sağlayan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuralları temelinde inşa edildiğini unutmamalıyız. Bugün dünya siyasetinin ve ekonomisinin merkezi Avrupa-Atlantik’ten Avrasya ve Asya-Pasifik bölgesine kaymaktadır. Güneydoğu Asya da dahil olmak üzere Asya-Pasifik bölgesinin devletleriyle ilişkiler birçok alanda gözle görülür şekilde artıyor. Bu durumu kimse göz ardı edemez. Gerçeklik bu…Diğer yabancı ortaklarımızın yeni jeopolitik gerçekleri anlamaları için zamana ihtiyacı olacaktır. Ancak kimseyi aceleye getirmeyeceğiz.”
ABD yanlış yolda
Rusya Dışişleri Bakanı, asıl sorunun Amerikalıların on yıllardır var olan diplomatik kurallarla birlikte var olan uluslararası hukuku ve yazılı olmayan tabuları çiğnemesinden kaynaklandığını belirtirken, jeopolitik gerçeklerin aksine, ABD’nin dünya topluluğunun geri kalanını bastırmaya çalıştığını, herkesi kendi icat ettiği ‘kurallara’ göre yaşamaya zorlamaya çalıştığını ifade etti.
Lavrov, “Rus düşmanı ABD seçkinleri mantıksız düşünüyor ve Beyaz Saray’ı Rusya ile açık bir çatışmaya itiyor” diye konuşurken, özünde bu durumun pervasız bir şekilde uluslararası gerilimi körüklemeye ittiğinin altını çizdi.
Bu kısır döngüyü kırmanın mümkün olduğuna vurgu yapan Lavrov, “Tabii ki evet. İlerlemek için Washington’un hataları üzerinde ciddi bir çalışma yapması ve dünya hakimiyeti iddialarından vazgeçmesi gerekiyor. Ayrıca iç işlerimize karışma girişimlerinin başarısızlıklarından da sonuç çıkarmak faydalı olacaktır. Dünyada yeni güçlerin ortaya çıkmasının ABD için kolay olmadığını, çok kutupluluğa doğru gidişin kendilerine acı verdiğini anlıyoruz. Ancak jeopolitik gerçekleri ne kadar erken kabul ederlerse o kadar az odun kırarlar. Böylece dünya daha adil ve demokratik bir çok merkezli dünya düzenine çok daha hızlı ve güvenli geçer.”