G7 ülkeleri ve Avustralya ile birlikte Avrupa Birliği’nin (AB) Rus petrol ürünlerine yönelik ambargosu bugün itibariyle yürürlüğe girerken, uzmanlara göre dizel ihtiyacının neredeyse yarısını Rusya’dan ithal eden AB için bu yaptırımlar uzun dönemde 5 Aralık’ta devreye alınan Rus ham petrolüne yönelik yaptırımlardan daha sarsıcı bir etki yaratacak.
5 Şubat 2023 itibariyle AB, G7 ve Avustralya, Rusya’dan gelen petrol ürünlerine yönelik kısıtlamalarda ürünün türüne bağlı olarak iki farklı tavan fiyat belirlerken, AB artık Rus petrol ürünlerinin deniz yoluyla ithalatını tamamen yasaklıyor.
Anlaşmaya varılan ve Moskova’nın gelir akışı üzerindeki baskıyı daha da artırmayı amaçlayan bu uygulama kapsamında, dizel gibi birinci sınıf Rus petrol ürünlerine varil başına 100 dolar, fuel oil (sıvı yakıt) gibi ürünlere de varil başına 45 dolar tavan fiyat uygulanacak.
İngiltere, Almanya, İtalya, Kanada, ABD, Fransa ve Japonya’nın üyesi olduğu G7 ülkeleri daha önce Rusya Federasyonu’ndan gelen petrol ve petrol ürünleri fiyatlarını sınırlamak için Avrupa Birliği ve Avustralya ile birlikte bir koalisyon kurarak 5 Aralık’tan beri yürürlükte olan Rus ham petrolüne varil başına 60 dolar üst sınır uygulanması getirirken, başta ABD Hazine Bakanlığı olmak üzere Batılı yetkililer, tavan fiyat mekanizmasının ana hedefinin Rusya’nın bütçe gelirlerinin sınırlandırılması olduğunu açıkladı.
Ural petrolü için tavan fiyat 5 Aralık 2022’den itibaren varil başına 60 dolar olarak belirlenirken, 5 Şubat’tan itibaren petrol ürünlerine getirilen tavan fiyat mekanizmasına göre sevkiyatların yapıldığı limanlarda , Batılı sigorta ve nakliye şirketleri, bu sınırda veya sınırın altında satın alınmadıkça Rus petrol ürünlerini sigorta kapsamına alamayacak ve dolayısıyla bu ürünlerin taşıması engellenecek.
Öte yandan, Rusya AB’nin fiyat sınırlamasına riayet eden ülke ve şirketlere petrol satışına 1 Şubat itibarıyla yasak getirirken, bu kapsamda, satış sözleşmelerinin doğrudan veya dolaylı olarak bu uygulamanın şartlarına uyması halinde Rus ham petrol ve petrol ürünlerinin tedariki “her aşamada” yasaklanacak. Beş ay yürürlükte kalacak uygulamada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in özel izniyle istisnalar yapılabilecek.
Uzmanlar ne diyor?
Rus uzmanlar, Rusya’nın petrol ürünleri ile ilgili durumun petrol ambargosundan farklı olduğuna dikkat çekerken, yerli şirketlerin petrol ihracatını büyük ölçüde Avrupa’dan Asya-Pasifik ülkeleri ve Türkiye’ye yönlendirebildiğini, ancak bu olanağın petrol ürünleri ihracatlarında çok daha zor olacağını söylüyor.
Rusya’nın Asya-Pasifik bölgesindeki ana ticaret ortakları Çin ve Hindistan’ın kendilerinin petrol ürünleri ihracatçıları olduğu vurgulanırken, ihraç debilecekleri petrol ürünlerini yeniden satmak veya değiştirmek için bunları yalnızca çok büyük indirimlerle satın almaya hazır olacakları öngörülüyor.
Temelde AB ambargosu nedeniyle tehlikede olan petrol ürünü türünün dizel yakıt olduğuna vurgu yapan Rus Kommersant gazetesi, dizel yakıt üretiminin yüzde 41’inin daha önce ihraç edildiğini, teslimatların çoğunun Avrupa’ya gittiğini hatırlattı.
Petrol ürünleri grubunda benzin ihracatının ambargodan daha az etkileneceği düşünülürken, Rusya’nın benzin üretim hacminin yaklaşık yüzde 10’unun ihraç edildiği, sevkiyatların ağırlıklı olarak Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) yapıldığı da biliniyor.
Kommersant, uzman görüşlerine göre Rusya’nın bütçesinin en büyük gelir kaynağının petrol üretimi olduğunun altını çizerken, petrol fiyat seviyelerinin üretim hacminde belirleyici olduğunu yazdı.
Dolayısıyla petrol fiyatlarının yükselmesinin artık devletin önceliği haline geldiği kaydedilirken, bunun için üretim hacimlerinin ve ihracatın azaltılabileceği, petrol ürünlerinde ise daha önce en büyük müşterisi olan Avrupa’da ambargo nedeniyle Rusya’nın dünya pazarında oluşacak boşlukları dolduramayacağı eklendi.
Petrol fiyatları varil başına 10-20 dolar artabilir
Energy Intelligence Group Petrol Piyasaları Ekonomisti Julien Mathonniere, Rus ham petrolünün varil başına 60 doların altında satıldığını ancak bunun tavan fiyat uygulamasından değil piyasa koşullarından kaynaklandığını söyledi.
Mathonniere, yarın yürürlüğe girecek Rus petrol ürünlerine yönelik ambargo ve tavan fiyat uygulamasının, 5 Aralık’ta devreye alınan Rus ham petrolüne yönelik yaptırımlardan daha derin bir etki yaratacağına ancak bunun hemen gerçekleşmeyebileceğine dikkati çekti.
AB ve ABD’nin yaptırım öncesinde yeterince ürün stokladığını, bunun da yaptırımların artçı şoklarını bir süre ertelediğini belirten Mathonniere, Intercontinental Exchange’de (ICE) işlem gören düşük sülfür seviyesindeki vadeli gazyağı fiyatlarının, yaptırımların devreye girmesine bir gün kala yükselmesi gerekirken mevcut sıkı piyasa koşullarından dolayı düşük seyrettiğini kaydetti.
Mathonniere, uzun vadede, Avrupa’nın günlük 1 milyon varilin biraz üzerinde alternatif ürün arzına ihtiyaç duyacağını, bunun da neredeyse yarısının dizel olacağını ifade etti.
Yaptırımlardan en fazla etkilenecek ürünün de dizel olacağına vurgu yapan Mathonniere, şöyle devam etti:
“Avrupa’nın Rusya’dan yaptığı ithalatın günlük yaklaşık 500 bin varili ultra düşük sülfürlü dizelden (ULSD) oluşuyordu ki bu ürün de zaten şu an ürün arzı açısından bölgenin zayıf noktası olarak görülüyor. Geçen yıl Rusya AB’nin EU-27 dizel ithalatının neredeyse yarısını karşıladı. Bu, AB’nin toplam dizel tüketiminin yaklaşık yüzde 10’ununa karşılık geliyor. Tüm bunlar dikkate alındığında Avrupa bir dizel açığıyla karşı karşıya kalabilir. Bu, Avrupalı sürücüler, işletmeler ve tarım sektörü için fiyatların uzun süre yüksek seyretmesi ve ekonomik sıkıntı anlamına geliyor ve tüm petrol bileşenlerini çok yüksek fiyat tehlikesiyle karşı karşıya getiriyor. AB’nin ham petrolde yaptığı gibi bir kısım dizel ürünlerini Rusya’dan almaya devam edeceği gibi bir söylenti var. Hatta bazı tüccarların Rus dizelini AB üyesi olmayan ülkelerden Avrupa’ya yeniden ihraç etmeye çalışabileceği de konuşuluyor.”
Mathonniere, Rus petrolünün piyasada pek çok alıcı için dezavantajlı hale geldiğini, bu sebeple Rusya’nın üretimi sürdürmeyi yüksek fiyatlara tercih ettiğini belirterek, “Moskova, AB’nin 5 Aralık’ta uyguladığı ambargodan sonra bile, yüksek indirimler sayesinde ihracat akışını yüksek seviyede tutmayı başardı. Ancak ham petrol tarafında çıkış yolu bulabilen Rusya’nın petrol üretiminin eğer petrol ürünleri için yeni alıcılar bulamazsa düşüş kaydetmesi bekleniyor. Bunun ana nedeni de ham petrolden farklı olarak, Rus petrol ürünleri ihracatında, nakliye kapasitelerinin yeni baştan bir düzenlemeye izin verecek kadar yeterli olmamasıdır.” bilgisini paylaştı.
Yaptırımların küresel petrol fiyatlarına etkisine de değinen Mathonniere, fiyatlarda artış gözlenirse bunun nedeninin Avrupa’daki yetersiz dizel arzı olacağını söyledi.
Mathonniere, petrol fiyatlarında varil başına 10-20 dolarlık bir artışa işaret ederek, “Bu da dikkatleri OPEC+ grubuna çevirecek. Gelecek 3-6 ay içinde varil başına 90-100 dolardan geri dönüş bekliyoruz, ancak 2022’ye kıyasla çok daha düşük bir tavan fiyatla. OPEC+ grubu, özellikle büyük miktarlarda Rus petrolü piyasadan çekilirse, fiyatları düşürmeye ve oynaklığı dizginlemeye çalışabilir.” değerlendirmesine bulundu.
Petrol fiyatlarındaki ani artışlar yaptırımların başarısına gölge düşürebilir
İngiltere Merkezli Danışmanlık Şirketi Crystol Energy Üst Yöneticisi Carole Nakhle, yaptırımların, ancak Rusya’nın bu ürünlerden elde ettiği geliri “baltaladığı” ve ekonomik büyümesini negatif yönlü etkilediği durumda başarılı sayılabileceğini söyledi.
Nakhle, Uluslararası Para Fonu’nun Rus ekonomisine yönelik büyüme beklentisini yukarı yönlü revize ettiğini anımsatarak, bu istenmeyen sonucun önüne geçebilmek için petrol fiyatlarında ani artışlara sebep olacak adımlardan uzak durulması gerektiğini belirtti.
Yeni yaptırım uygulamasının muhtemel etkilerini şimdiden tahmin etmenin güç olduğuna ancak ham petrol ve petrol ürünleri ticaretinin doğası gereği negatif etkilerinin görüleceğine dikkati çeken Nakhle, “Yine de bu yaptırımlar en çok dizel pazarını etkileyecek. Dizel olmadan bazı ekonomilerin işlevini sürdürmesi olanaksız.” değerlendirmesinde bulundu.
Nakhle, Rusya’nın karşı adım olarak yaptırıma taraf olan ülkelere petrol ve petrol ürünleri ihracatını yasaklamasının petrol fiyatlarına olası etkisinin arzın diğer alıcılara yönlendirilip yönlendirilmediğine bağlı olduğunu kaydetti.