Rusya’da faaliyet gösteren finans danışmanlık şirketi Finam araştırmaları, ülkedeki vatandaşların Çin para birimi yuana ilgisinin büyük ölçüde arttığını gösterdi.
Bireysel yatırımcıların yüzde 17’sinin Çin Yuanı’nı nakit olarak tuttuğu belirlenirken, avro birikimleri yüzde 8 ile Çin para biriminin altında kaldı.
Yaptırımların uygulanmaya başlamasından bir yıl sonra yuanın avroyu birikim için tercih edilen popüler yabancı para birimleri sepetinde ilk üçten çıkardığı kaydedilirken, anketlere göre, tasarrufları nakit olarak saklayan Rusların yüzde 35i’nin hala rubleyi tercih ettiği, ikinci sırada ise vatandaşların yüzde 28,3’ünün tasarruflarını sakladığı ABD dolarının yer aldığı anlaşıldı.
Üçüncü sıradaki Çin Yuan’ının ardından birikimler için tercih edilen yabancı para birimleri arasında yüzde 6,9 ile Hong Kong doları gelirken, İsviçre frangı yüzde 1,9 ile beşinci sırada yer aldı.
Kalan yüzde 1,3’lük kısım ise diğer ülkelerin para birimlerinden oluşuyor.
Başlıca aracı kurumlar ve kredi kuruluşları Çin para biriminin popülerliğini teyit ederken, Cifra Broker şirketi tarafından yapılan açıklamada, geçen yıl piyasada yuan için benzeri görülmemiş bir talep olduğunun altı çizildi.
Bunun ana nedeninin jeopolitik kriz ve 2022’nin başlarında patlak veren yaptırım paketi dalgası olduğuna vurgu yapan uzmanlar, bu durumun Rusya’da geleneksel olarak para biriktirmek için kullanılan popüler yabancı para birimlerinin itibarına ciddi zarar verdiğini söyledi.
Rusya’nın en büyük ikinci kamu bankası VTB, Çin para biriminin klasik para birimlerindeki tasarruf ürünleri için uygun bir alternatif haline geldiğini doğrularken, sadece Kasım 2022’den bu yana bu tür mevduatların sayısının yüzde 26 arttığını, yıl boyunca 10 binden fazla bireysel müşterinin Çin Yuanı cinsinden vadeli mevduat hesabı açtığını aktardı.
Uzmanlar, geçen yılki kısıtlamaların tasarruf ürünleri yelpazesinde çok az alternatif bıraktığını belirtirken, Çin’in güvenli bir liman haline geldiği gözlemleniyor.
Uzmanlar aynı zamanda, Çin para biriminin Tayvan’daki potansiyel gerilim ve ticaret savaşları nedeniyle baskı altında kalabileceği konusunda da uyarıyor.
