Çin’in Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li Hui, Ukrayna krizinin siyasi çözümüne yönelik arabuluculuk girişimi çerçevesinde bu hafta Ukrayna ve Rusya’yı ziyaret edecek.
Büyükelçi Li, Kiev’in yanı sıra Polonya, Fransa, Almanya ve Rusya başkentlerinde temaslarda bulunacak.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, 26 Nisan’da Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinde, Çin’in, krizin siyasi çözümü için görüşmeler yürütmek üzere, Avrasya İşlerinden Sorumlu Özel Temsilcisi Li’yi Ukrayna ve diğer ülkelere göndereceğini belirterek arabulucu rolünün işaretini vermişti.
Arabuluculuk için görevlendirilen Li’nin ziyaretlerine Ukrayna ile başlaması bekleniyor. Bakan yardımcısı seviyesinde bir diplomat olan Li, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlamasından bu yana Kiev’i ziyaret eden en üst düzey Çinli yetkili olacak.
2009-2019 yıllarında Moskova Büyükelçiliği yapan Özel Temsilci Li’nin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in aşina olduğu bir isim olarak Kremlin’i savaşı sona erdirme konusunda ikna edici rol oynayabileceği öngörülüyor.
Li’nin temaslarının, Zelenskiy’in hafta sonunda Almanya, Fransa ve İngiltere’ye yaptığı ziyaretlerin ardından gelmesi dikkati çekiyor.
Çin, savaşın yıl dönümü olan 24 Şubat’ta krizin siyasi çözümü için önerilerini içeren 12 maddelik “tutum belgesi”ni açıklamış, belgede, gerginliklerin aşamalı azaltılarak ateşkesin sağlanması gerektiği vurgulanmıştı.
Ateşkes önerisi, ABD ve Avrupa Birliği’nin yanı sıra öneriyi fiili durumun resmiyete dökülmesi olarak algılayan Ukrayna tarafından da kabul görmemişti. Kiev yönetimi, bu koşullardaki bir barışın “savaşın dondurulması” anlamına geleceğini dile getirmişti.
Rusya da Çin’in görüşüne önem verdiğini ancak mevcut koşullarda Ukrayna meselesinin çözümünde barış yoluna geçişin sağlanması için gerekli koşulların oluşmadığını bildirmişti.
Devlet Başkanı Şi, 20-22 Mart’ta Moskova’yı ziyaretinde Ukrayna sorununa siyasi çözüm çağrısında bulunmuş ancak ziyarette Pekin ile Moskova arasında stratejik işbirliğinin küresel boyutta genişletilmesine yapılan vurgu, Çin’in Rusya’ya desteğini sürdürdüğünün işareti olarak yorumlanmıştı.