Rusya’nın çeşitli bölgelerinde yatırım potansiyeli seviyeleri ve medyan endeksleri hesaplayan derecelendirme kuruluşu Expert RA analistleri, 2022’de ülkenin farklı bölgelerindeki yatırım çekiciliğinin ortalama olarak azaldığını bildirdi.

Bu yatırım değerlendirme endeksi, 2020 ve 2021’deki 0,61 seviyesinden 2022’de 0,58 puanına geriledi. Uzmanlar, bu düşüşün temel nedenlerini araştırdılar ve yatırım potansiyelini beş ana parametre üzerinden değerlendirdiler: altyapı, sosyal kalkınma, ekonomik düzey, finansal kaynaklar ve çevresel koşullar.

Bununla birlikte, bu değerlendirmede çevresel koşulların, diğer parametrelerle kıyaslandığında daha fazla kötüleştiği belirlendi. Araştırmanın yazarları Tatiana Tirskikh ve Gulnaz Galieva, bu durumu “değişen makroekonomik ve jeopolitik koşulların bir sonucu olarak, bölgelerin ESG (çevresel, sosyal ve yönetişim) gündemlerinin 2022’de yeniden şekillendiğini” ifade ettiler.

Yatırım potansiyelindeki bu değişim, Rusya’da yaşanan makroekonomik olaylar ve dış politika etmenleri tarafından etkilenirken, özellikle dış yaptırımların baskısı nedeniyle birçok çevresel projenin ertelendiği belirtildi.

2022, bölgelerin yatırım notlarını korumada başarılı oldukları “çalkantılı” bir yıl olarak öne çıktı. Bölgelerin yarısı, yatırım notlarını bir önceki yılın seviyesinde tutmayı başarırken, dörtte biri pozisyonlarını iyileştirdi. Ancak aynı sayıda bölge, yatırım pozisyonlarını kaybetti. Özellikle ankete göre, Rusya’nın batı sınır bölgeleri yatırımlar açısından daha riskli hale geldi. Bu bölgelerdeki yatırımların artan risk altında olduğu kaydedildi.

Yatırım potansiyeli endeksinde en yüksek dereceye sahip olan ilk beş bölgeler arasında yıl içinde tek bir değişiklik yaşandı. Moskova, Tataristan, Yamalo-Nenets Özerk Okrugu ve Krasnodar Bölgesi listede kalmaya devam ederken, Arkhangelsk Bölgesi’nin yerini Primorsky Bölgesi aldı.

2022’de Rusya’nın yatırım potansiyelindeki bu değişiklikler, çevresel projelerin gelişimindeki ertellemeler ve dış yaptırımların baskısı gibi faktörlerin bir sonucu olarak yaşandı. Bu durum, farklı bölgelerin yatırım çekiciliği açısından farklı sonuçlara yol açtı ve bazı bölgeler için yatırım yapmayı daha riskli hale getirdi.