Büyükelçi Tanju Bilgiç, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e güven mektubunu sundu.
Kremlin sarayında gecikmeli olarak başlayan törende Büyükelçi Bilgiç ile birlikte göreve yeni başlayan 21 ülkenin Rusya büyükelçisi de Rusya Devlet Başkanı’na güven mektuplarını takdim etti.
Törenin açılış konuşmasını yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Güven mektubu törenimizi biraz ertelemek zorunda kaldığımız için lütfen anlayış göstermenizi rica ediyorum. Günün ilk yarısında, başta VDNKh’daki sergi başta olmak üzere halka açık etkinliklere katılmak zorunda kaldım.
Size tavsiyem birkaç yıl boyunca çalışmak ve yaşamak zorunda kalacağınız Rusya’nın nasıl geliştiğini, nasıl yaşadığını net örneklerle görebileceğiniz bu sergiye bir kaç saatinizi ayırıp görmeye gitmeniz” dedi.
Türkiye örneği
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, büyükelçilere yaptığı konuşmada verdiği Türkiye örneğiyle dikkat çekti. Putin’in açıklamaları şöyle:
“Her şeyden önce Rusya Federasyonu’ndaki diplomatik faaliyetlerinizin resmi başlangıcı dolayısıyla sizleri tebrik etmek istiyorum. Zaman kolay değil, ancak öncelikle dikkatinizi çekmek isterim ki fuarda sadece başarılarımıza bakmakla kalmadım, aynı zamanda gönüllü yarışmasının dereceye girenlerin de ödüllendirilmesinde bulundum.
Yarın Rusya’da Gönüllüler Günü. Bu yarışmaya, liderleri Rusya Federasyonu ile ilişkilerini bir şekilde kısıtlayanlar da dahil olmak üzere 95 ülkeden temsilciler katıldı. Ve bazıları bu yarışmada ciddi sonuçlar elde etti. Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti’nden gönüllü bir ekip, düşük gelirli ailelerin desteklenmesine yönelik adaylığıyla yarışmayı kazandı. Bu, kamu diplomasisi alanında büyük bir ortak çalışma. İlişkilerimizin sadece halk diplomasisi yoluyla değil, aynı zamanda resmi diplomasi yoluyla da düzgün bir şekilde geliştiğini görmeyi çok isterim.
Büyükelçiliklerinizin başında, küresel siyasette ve ekonomide kriz olgularının arttığı ve bölgesel çatışmaların tırmandığı, uluslararası ilişkiler açısından çok zor bir dönemde bulunuyorsunuz. Filistin-İsrail çatışması uzun süredir devam eden bir durum ve tüm trajik doğasına rağmen gerçek bir insani felaket halini aldı.
Dünya köklü bir dönüşüm geçirmekte olan bir türbülans halindedir. Ancak ana eğilim, eski tek kutuplu sistemin yerini yeni, daha adil ve çok kutuplu bir dünya düzeninin almasıdır. Bunun artık herkes tarafından açıkça görüldüğüne inanıyorum. Doğal olarak bu temel sürecin zorlukları yok değildir, ancak nesneldir ve vurgulamak isterim ki geri döndürülemezdir.”